Yaptığınız sürece benim süre değer Ben senin performansını burada bulabilirsiniz eksik. Bay Stewick, ben bu işe ihtiyacım var lütfen. | Open Subtitles | إذا لم تجعلى الأمر يستحق ، ربما أجد أدائكِ هنا ينقصه الجودة |
- Bence bunun birkaç tahtası eksik. | Open Subtitles | سأقول ان هذا الرجل ينقصه بضعة جراء من متجر الحيوانات الاليفة |
Ve tek eksik olan şeyi de çılgın halk kavgası ve ortalıkta seks. | Open Subtitles | و الشيء الوحيد الذي ينقصه هو رغبته بالقيام بعلاقة |
Gördüm. 6 rakam eksikti. | Open Subtitles | رأيته ينقصه ستة أرقام,انه عديم الفائدة |
Sabah erkenden kaçmak isteyen... mahkumu vurduğundan, yardıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | بما أنه أطلق الرصاص على أحد السجناء وهو يحاول الهرب مبكراً هذا الصباح كان ينقصه عمال وسرّته مساعدتي |
Birbirlerini, resmiyetten yoksun, sevgi dolu karşıladılar. | Open Subtitles | منـذ أن ازعجوا بعضهم البعض مع حفل محزن ينقصه الحنان |
Özellikle, şüpheli başa nişan alma konusunda yetersiz mi,.. | Open Subtitles | تحديدا , هل مجهولنا ينقصه المهارة لعمل إصابة فى الرأس |
29 oğlandan her birinin DNA'sının bir kısmı eksik. | Open Subtitles | كلّ واحدٍ من الفتيةِ الـ 29 ينقصه جزءٌ من حمضه النوويّ. |
Üç mermi eksik. Ağırlığını biliyorum. | Open Subtitles | ينقصه ثلاث رصاصات يمكنني أن أعرف من خلال الوزن |
Takımımız bir kişi eksik. Takımı birleştirme vakti geldi. | Open Subtitles | فريقنا ينقصه فرد وقد حان الوقت ليلتأم شمل الفرقة |
Altı, hatta hala yirmi kredisi eksik. | Open Subtitles | ستة, ولا يزال ينقصه 20 ساعة من الساعات المعتمدة. |
Güvenlik numaranızın son iki rakamı eksik. | Open Subtitles | رقم الضمان الإجتماعي ينقصه رقمين |
Stanley, Stanley, diploman yok. MIT için iki kredin eksik. | Open Subtitles | "ستانلي)، بلا شهادة جامعية، ينقصه) درجتان على معهد (ماستشوستس) التقني" |
Ne garip bir baykuş ama. Bence birkaç pençesi eksik. | Open Subtitles | إنه شخص غريب الأطوار - أظنه ينقصه القليل من المخالب - |
Ne var ki bir şekilde eksik. | Open Subtitles | ومع ذلك، يبدو وكأنّه ينقصه شيء ما. |
- Hayır, birkaç parçası eksik. | Open Subtitles | وهل انتهى من تجميعه؟ كلاّ، ينقصه بعضها |
Denedim ama numara eksikti ve... | Open Subtitles | حاولت ، لكني رقم الهاتف كان ... ينقصه رقمين و |
Koşucunun bazı organları eksikti. | Open Subtitles | العداء ينقصه بعض الأعضاء |
Bunun neye ihtiyacı var, biliyor musun? | Open Subtitles | وإنّها تعيل نفسها بشكل رائع من عائداته؟ أتعرفين ماذا ينقص هذا؟ ينقصه القليل من المُربّى. |
Onu teşvik edecek bir şeye ihtiyacı vardı. Artık bir tane oldu işte. | Open Subtitles | ينقصه الحافز المناسب فقط، وها هو موجود. |
Bu gezegen, onu böyle canlı yapan tek şeyden yoksun olacak. | Open Subtitles | ينقصه الشئ الوحيد الذي يجعل هذا الكوكب حياً .. |
Personelin yetersiz olduğu, uzak bir karakol bulun. | Open Subtitles | أبحثوا عن مكان منعزل مكان ينقصه عدد الموظفين |
Bu yerin eksiği su ve gölgelik, ama onun yerine sıcak ve göz kamaştırıcı güneş var. | Open Subtitles | ما هذا المكان الذي ينقصه الماء والظلّ ويعوّض عنه بحرارة حارقة وشروق الشمس العامي للبصر بيت جميل يا بومبا |