Bu adamların soruşturmadan Kaçmalarına müsaade etmek, güvenli oynamaktır. | Open Subtitles | السماح لهؤلاء الأشخاص ان يهربوا ببساطة هو تعريف اللعب بطرية آمنة. |
Kaçmalarına izin vermeyin! Sağol R2. | Open Subtitles | لا تدعهم يهربوا هذه مرة ثانية التى ادين لك بها |
Şu Muppets'ı, ülke dışına kaçmadan bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إيجاد الدمى قبل أن يهربوا من البلاد |
Ama kadınlar onu öğrenince ya kaçıyorlar ya da onunla tanışmak için baskı yapıyorlar. | Open Subtitles | نعم , والتي عندما يعرف بأمرها النساء إما ان يهربوا ,او يضغطوا علي لمُقابلتها |
kaçıp, yaratığı uyarmalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | نحن لا يمكن أن نتركهم يهربوا و يحذروا الوحش |
Ondan sonra annem iki yaşındayken, Macar Devrimi yüzünden Macaristan'dan kaçmaya karar vermişler. | TED | ولمّا بلغت أُمي الثانيه من عمرها، احتدمت الثوره الهنغاريّه، فقرروا أن يهربوا. |
kaçmalarını söylemeliydim. Olanca güçleriyle kaçıp saklanmalarını. | Open Subtitles | كان يجب أن أخبرهم أن يهربوا بأقصى سرعتهم، يهربوا ويختبأوا |
Kötülerin benden kaçması gerekirdi. Benim onlardan kaçmam değil. | Open Subtitles | الشريرين القذرين من المفترض أن يهربوا مني , وليس العكس |
Bu arada biraz yavaş tutabilirsin, bir yere kaçtıkları yok. | Open Subtitles | بالمناسبة، يمكنكَ أن تخسر قبضتكَ أنهم لن يهربوا |
İstediğin kadar bağır çocuk. kaçmayacaklar. Doğalarını değiştiremezsin. | Open Subtitles | اصرخ بقدر ما تستطيع, يا فتى فلن يهربوا, لا يمكنك تغيير الطبيعة |
Bu adamların soruşturmadan Kaçmalarına müsaade etmek, güvenli oynamaktır. | Open Subtitles | السماح لهؤلاء الأشخاص ان يهربوا ببساطة هو تعريف اللعب بطرية آمنة. |
Kaçmalarına engel olacak tüm tedbirleri almak onun işidir. | Open Subtitles | إنها مهمته التأكد بأنهم لن يهربوا |
İki zanlının FBI ajanlarıyla çevrili bir depodan Kaçmalarına izin verdiniz ve yanlarında 250 bin dolar FBI rüşvet parasını da götürdüler. | Open Subtitles | سمحت للعديد من المشتبه فيهم بالهروب من مستودع محاط بالكامل من عملاء مكتب التحقيقات الفيدرالي قبل أن يهربوا بعيداً بـ 250 ألف دولار من المال رشوة لمكتب التحقيقات الفيدرالي |
Bu canavarların tekrar Kaçmalarına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع هؤلاء الوحوش يهربوا مجدداً |
Git, onlara söyle. kaçmadan önce onları almalarını söyle. | Open Subtitles | هيا، اخبرهم، اخبرهم أن يلحقوا بهم قبل أن يهربوا |
Böyle bir emir olduğunu bilseydim adamları kaçmadan önce yakalardım. | Open Subtitles | إذا هُم قريبين، اقبض عليهم قبل أن يهربوا. |
3. çıkışa gidin! kaçıyorlar! Hepsini öldürün! | Open Subtitles | أنهم يهربوا, أقتلوهم |
Kenobi'den kaçıyorlar. | Open Subtitles | انهم يهربوا من كانوبي |
Polis, köye tam zamanında gelmişti ve haydutlar kaçmaya başladı. | Open Subtitles | لقد عهد البوليس بالمهمة إلي وقطاع الطرق لابد أن يهربوا... |
Olasılıklardan biri, sınır dışı etme derdinden kurtulmak için Yahudilerinin kaçmalarını istemesi olabilir. | Open Subtitles | تفسير واحد مُحتمل وهو أنّه أراد اليهود ان يهربوا لإنقاذه من المتاعب التى سيواجهها هو فى إبعادهم |
Faillerin yurtdışına kaçması bekleniyor. | Open Subtitles | من المتوقع أن يهربوا إلى خارج حدود الدولة |
Halkımız çaresizce bir vatan arayışında diyorsam kaçtıkları şey meslektaşlarının sert sözleri veya Nobel komitesinin görmezden gelmeleri değil. | Open Subtitles | عندما اقول لك هذا ان شعبنا يطمح في وطن لهُ, فأنا لا أبالغ من الدول التي يهربوا منها |
Bu sefer ölmeye hazırlar, kaçmayacaklar. | Open Subtitles | إنّهم جاهزين للموت هذه المرة، لنْ يهربوا. |