"يهرب من" - Traduction Arabe en Turc

• kaçarken
• kaçıyor
• kaçamaz
• kaçar
• kaçmaya
• kaçtığını
• kaçmasına
• kaçıyordur

Peltek ama iyi kalpli adamdan kaçarken çizgi film tavşanının her zaman işine yarar o.
الأمر يفلح في برامج الكارتون ذلك الأرنب الذي يهرب من الرجل اللطيف ذو العائقة في الكلام

Bay Luthor ve o şarkıcının fotoğrafı ile birlikte. Olay yerinden kaçarken şüpheli görüldü.
المشتبه به شوهد وهو يهرب من مسرح الجريمة

Küçük gruplara pusu kurup kaçıyor, ama bize saldırmaya cesaret edemez.
اوو , انه يهرب من الكمائن الصغيرة لكنه لن يجرؤ على مهاجمتنا

Erkeklerden, kaçması gerektiğini bilirmişçesine kaçıyor. Ama ne kadınları affediyor ne de çocukları.
فهو يهرب من البشر وكأنه يعرف أن عليه أن يهابهم ، لكنه لا يوفر النساء والأطفال

..bende kaçmayı denemiştim ama Tyrone'dan kimse kaçamaz.
لأننى سأضطر للهروب معك ،و لا أحد يهرب من تيرون

Gece olunca, gönderildiği her ailenin evinin penceresinden kaçar ve bana gelirdi.
اي منزل للتبني ارسل اليه كان يهرب من النافذة في المساء و يأتي للبحث عني

O çocuk gerçeklerden olabildiğince kaçmaya çalışıyordu.
ذلك الفتى كان يحاول ان يهرب من الواقع قدر ما يمكن

O zaman neden polislerden kaçtığını söylemiyorsun?
إذاً لمَ لم تقل بأنه كان يهرب من الشرطة؟

Ne olursa olsun bu adamın Federasyon uzay sınırlarının dışına kaçmasına izin veremeyiz.
ولن ندع هذا الرجل يهرب من المجال الفضائي الفيدرالي لنا تحت أي ظرف

Bankadan kaçarken 4000'in üzerinde fotoğrafını çekmişler.
لديهم أكثر من 4000 صورة و هو يهرب من البنك

Eski erkek arkadaşım annemden son hızla kaçarken...
عندما كان، حسنا، صديقي السابق يهرب من أمي

15 dakika sonra adamı elinde bir şeyle yangın çıkışından kaçarken gördüm.
لكن عندها ، بعدَ 15 دقيقة رأيتُ الرجلَ يهرب من مخرج الحريق معَ شئ اسفلَ ذراعهِ

Ve cinayetten kaçarken gören taniklarimiz var.
ولدينا شهود عيان رأوه يهرب من مسرح الجريمة

Beyni gerçeklerle yüzleşmekten kaçıyor.
مخها يهرب من الواقع و عندما لم تستطع المخدرات فعلها

Ateş edildi! Beyaz bir erkek, 1.80 boyunda, gri takımı var, binadan kaçıyor.
لدينا ذكر بطول ستة أقدام يرتدي بدلة، يهرب من المبنى

Kimse geçmişinden kaçamaz. Kimse ahiretten kaçamaz.
لا أحد يهرب من ماضيه لا أحد يهرب من الحساب.

Çok yoğun bir cisim yaratırsınız, saniyede 297,600 km ile seyahat eden ışık bile onun sıradışı çekim kuvvetinden kaçamaz.
فسنحصل على جسم بالغ الكثافة يعجز الضوء .. الذي يبلغ سرعته 186 ألف ميل في الثانية أن يهرب من جاذبيته الهائلة

Kimse onların elinden kaçamaz
لا يمكن لأحد أن يهرب من سيطرتهم.

Gözümüzden kaçar altındaki taş kalp...
بينما قلبها كبحيرة خلف صخرة ذلك السطح يهرب من نظرنا

O hücreden kaçmaya çalışanın biz olmadığımızı biliyorsun.
تعلم أن لا أحد منا حاول أن يهرب من تلك الزنزانة

İkimizin de bir şeylerden kaçtığını biliyorum, ama sence de neredeyse öpüşmemizin bir anlamı yok mu?
اعرف بأن كلانا يهرب من بعض الأشياء ولكن.. أتعتقدين بأن تلك القبلة القريبة تعني أي شيء؟

Tanrılar, kardeşimi suçlu bulduğunda adaletten kaçmasına yardım ettim.
وعندما ادان الرب اخي ساعدتهُ كي يهرب من العدالة

Ortağına kazık attıysa, tek kaçtığı kanun değildir ayrıca mafyadan da kaçıyordur.
إن قام بخيانة شريكه فهو لم يهرب من القانون فحسب قد يكون يهرب من المافيا أيضا