Ama bu sadece karşı karşıya olduğu şeyin çok önemli olduğunu gösterir. | Open Subtitles | لكن هذا يعني أن الشيئ الذي يواجهونه مهمٌ جدًا |
Tabii ki, efendim. Neyle karşı karşıya olduklarını hatırlatırım, efendim. | Open Subtitles | نعم سيدي،سأذكرهم بما الذي يواجهونه سيدي |
karşı karşıya oldukları şeyin yüzünü değiştirmesine ne engel olacak? | Open Subtitles | وما سيوقف ما يواجهونه من تبديل وجهه؟ |
Coulson ve May Mack'in yanında nerede ve neyle karşı karşıya olduklarından habersiz şekilde uyandılar. | Open Subtitles | (كولسون) و (ماي (استيقظوا للتو بجانب (ماك بدون أي فكرة عن مكان تواجدهم أو ما يواجهونه |
Neyle karşı karşıya olduklarını düşünsene. | Open Subtitles | فكّري فيما يواجهونه... |