Sadece onları gaza getireceğim, onlar da kabul edecekler. | Open Subtitles | كل ما علي هو أن أثير الفكرة وسيكون عليهما أن يوافقان |
Biz çiftiz Spencer. Özel bir yere ihtiyacımız var annemle babam kabul etti. | Open Subtitles | فنحننحتاجلمساحةخاصةبنا، و والدينا يوافقان. |
Umarım kabul ederler de bu karışıklık biter. | Open Subtitles | آمل فقط أن يوافقان بعد ذلك سوف نخرج من هذه الورطة |
Tıbbi bir hata oluştuğunda, hasta veya eşi mahkemeye gitmektense hakem yoluyla arabuluculuk sonucu belirlenecek makul bir tazminatı kabul edecaktir. | TED | إذا حدث خطأ طبي ما، المريض أو الزوج يوافقان على تسوية للحصول على تعويضات عادلة عن طريق التحكيم بدل امن اللجوء إلى المحاكم. |
Hâkim ve İtaatkâr, bu kontrat şartları altında yaşanan her şeyin rızayla ve gizli olacağını, bu kontratla sabitlenen fikir birliğine ve güvenlik prosedürlerine tabii olacağını kabul ederler. | Open Subtitles | المهيمن والمذعن يوافقان ويسلمان بأن كل ماهو موجود ضمن شروط هذه الإتفاقية وسيكون مبنياً على رضاهما، وسرياً وخاضع للحدود المتفق عليها وإجراءات السلامة |
Hâkim ve İtaatkâr, bu kontrat şartları altında yaşanan her şeyin rızayla ve gizli olacağını, bu kontratla sabitlenen fikir birliğine ve güvenlik prosedürlerine tabii olacağını kabul ederler. | Open Subtitles | المهيمن والمذعن يوافقان ويسلمان بأن كل ماهو موجود ضمن شروط هذه الإتفاقية وسيكون مبنياً على رضاهما، وسرياً وخاضع للحدود المتفق عليها وإجراءات السلامة |
Yeni şartlarımı kabul ettirmek için videolarını çekiyorum. | Open Subtitles | -أريد أن أصورهما وهما يوافقان على شروطي الجديدة |