Mademki başka bir şansımız var, yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حتى لو حصلنا على فرصةٍ أخرى .لا يوجد شيءٌ يُمكننا القيام به |
Direkt olarak Başkanı ya da Yardımcısını bilgilendireceğimiz hiçbir şey yok yani? | Open Subtitles | إذًا لا يوجد شيءٌ مهم نحتاج إلى إيصاله بشكلٍ مباشر للرئيس ونائب الرئيس؟ |
Hayat gerçekten saçmalıktan mı ibarettir yoksa derinlerde bir şeyler var mıdır? | Open Subtitles | ما إن كانت الحياة مجرّد هراء أو أنّه يوجد شيءٌ أعمق بها |
Yemekten önce söylemem gereken şeyler var, aşağıya gelsene. | Open Subtitles | . يوجد شيءٌ أخبره لك قبل العشاء، لذا رجاءً تعال للأسفل |
Burada bir şey yok müfettiş. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٌ هنا, أيها المفتش. |
Ezbere olan bir şey yok. Planı yöneten benim. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٌ يحفظ عن ظهر قلب حول هذا الموضوع |
Ve hiçbir şeyin kalmadığında... sana yapabileceklerime engel olacak hiçbir şey kalmayacak. | Open Subtitles | و عندما تُصبح خالي الوفاض، لا يوجد شيءٌ يُمكنه ردعك ممّا أنت قادر على فعله. |
Burada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ــ لا يوجد , لا يوجد شيءٌ هُنا ــ هذا عنبر المرضى النفسيّين |
İçinde seni huzursuz edecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و لا يوجد شيءٌ به يدعو لـعدم راحـتك |
Onun içerisinde hiçbir şey yok ve sende bunu anlamıyorsun. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٌ هناك لا تعلمه مسبقاً |
Hiç yumurta yok. hiçbir şey yok burada. | Open Subtitles | لا يوجد أيّ بيض لا يوجد شيءٌ هنا |
Hiç yumurta yok. hiçbir şey yok burada. | Open Subtitles | لا يوجد أيّ بيض لا يوجد شيءٌ هنا |
Orada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٌ هناك |
Burada ürkütücü bir şeyler var. | Open Subtitles | يوجد شيءٌ مخيفٌ حِيال ... هذا المكان، مثل |
Kızıma göre burada araştırılması gereken şeyler var. | Open Subtitles | تعتقدُ إبنتي أنّه قد يوجد شيءٌ ما هُنا |
Ah evet, onda bir şeyler var. | Open Subtitles | يوجد شيءٌ حياله |
Burada bir şey yok. | Open Subtitles | كلّا ، لا يوجد شيءٌ هُنا. |
Burada bir sorun var. | Open Subtitles | يوجد شيءٌ خاطئٌ بها |
Burada, üzerinde DNA'sı olan bir şey olmalı. | Open Subtitles | حتمًا يوجد شيءٌ في هذا المنزل به حمضه النووي. |
Aslında kayıp olan bir şey var. | Open Subtitles | في الحقيقة، يوجد شيءٌ ما مفقود |
Hiçbir şeyin kalmadığında ise kimse seni yapabileceklerinden alıkoyamaz. | Open Subtitles | و عندما تُصبح خالي الوفاض، لا يوجد شيءٌ يُمكنه ردعك ممّا أنت قادر على فعله. |