Dikenin altında küçük bir yavrusu var aslında ve karşıya doğru güzelce kaymıştı. | TED | في الواقع، لديه ابنٌ يوجد في نهاية عنيقه وها هو يطفو بجمالٍ وروعة. |
Tamam. Birkaç gün sonra görüşürüz. Ne var o kutuda? | Open Subtitles | أراك خلال عدة أيام ماذا يوجد في هذا الصندوق ؟ |
Merkezinde aslında yapısal düşünce vardır, bir sistem gibi: Varlıkları hem işlevsel, hem de deneysel olarak nasıl düzenleyebiliriz? | TED | يوجد في صميمها تفكير هيكلي مثل النظام: كيف يمكن أن نٌرتب الأمور بطريقة وظيفية وأخرى تجربية في نفس الوقت؟ |
Kurbanın kanında, onların aile yadigarlarına benzer bir şey var da. | Open Subtitles | لأنه يوجد في دم ضحيتكم شئ يبدو كأحد هذه الطماطم الموروثة |
O uçakta ne varmış ve nereye gidiyormuş, öğren. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما يوجد في تلك الطائرة وأين ذاهبة |
Akrep, dünyanın birçok yerinde bulunan bir eklembacaklıdır. | Open Subtitles | العقرب هو حيوان من فصيلة العناكب يوجد في أنحاء مختلفة من العالم. |
Eros'ta olanları iç gezegenliler öğrendiğinde ona ulaşmak için her birimizi öldürecekler. | Open Subtitles | عندما يكتشف سكان الكواكب الداخليه ماذا يوجد في إروس سوف يقومون بقتلنا حتى اخر واحد منا للحصول عليه |
"Gay ajandası"nı olabildiğince yayacaksın ki başka hiç kimse "gay ajandası"nın ne olduğu konusunda merak içinde kalmasın. | TED | ستنشر أجندات مثليي الجنس هذه حتى لا يشك أحد عمّا يوجد في أجندات مثليي الجنس ؟ |
Bu kazada mekanik bir arızadan daha önemli bir şey olduğuna inanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفكر أنّه يوجد في هذا الحادث أكثر من مجرد عطل ميكانيكي. |
Göklerde ve Dünya'da bana artık yer yok. Ancak yüreğimde huzur var. | Open Subtitles | لا يوجد في السماء و الأرض مكان لي لكن قلبي يغمره السلام. |
Dışarıda bir yerde bir kökeni öldürebilecek güçlü bir silah var. | Open Subtitles | يوجد في مكان ما سلاح مراوغ بوسعه قتل مصّاص دماء أصليّ. |
Paris'te olduğu kadar olmasa da, evet. Bizde de biraz var. | Open Subtitles | حسناً, ليس بقدر ما يوجد في باريس, ولكن نعم, لدينا البعض |
Hayatta önemli olan yalnızca, dört soru vardır Don Octavio. | Open Subtitles | يوجد في الحياة أربعة أسئلة .فقط ذات قيمة، دون أوكتافيو |
Tıpta haber manşetleri ile konu edindikleri bilimsel araştırma arasında genelde bir tutarsızlık vardır. | TED | في الطب، لا يوجد في أغلب الأحيان صلة بين عناوين الأخبار وبين البحث العلمي الذي يطرحونه. |
Burada, kıtasal eğimin üzerindekinden binlerce kat daha az olan büyük hayvanlar vardır, ama bazı yerlerde yüzlerce yılan yıldızı yiyecek aramak için denizin dibinden geçer. | Open Subtitles | هناك عدد اقل بآلاف المرات من الحيوانات الكبيرة هنا عما يوجد في منطقة الجرف القاري ..ولكن , وفي بعض الأماكن |
Bakalım... Bakalım bu küçük kafanın içinde ne varmış? | Open Subtitles | دعيني أرى، دعيني أرى ما الذي يوجد في الداخل |
Şehirde sadece 4 mağazada varmış ve yalnızda 3'ünde kamera sistemi var. | Open Subtitles | يوجد في 4 محال فقط بالمدينة، منهم ثلاثة لديهم نظام مراقبة. |
Bu ölü yapraklarda, gübrede ve hatta evlerdeki tozlarda bulunan bir çeşit küftür. | Open Subtitles | نوع من أنواع العفن يوجد في الأوراق الميتة, والسماد وحتى غبار المنازل. |
Fasciola hepatica. Sıgır cigerinde bulunan bir parazit. | Open Subtitles | فاشيلا هاباتيكا, إنه حيوان طفيلي يوجد في لحم الكبد |
- Doublemeat Nuggets'ta ne var? | Open Subtitles | ماذا يوجد في شذرات اللحم المزدوج ؟ |
Bu birleşmede biyoloji dünyasından ne yardımcı olabilir, bizi içinde olduğumuz bu "evrimsel budak deliği"nden ne geçirebilir? | TED | ماذا يوجد في عالم الأحياء قد يكون مفيداً في هذه المرحلة، ليعبر بنا من خلال هذا المعبر التطوري الذي نحن فيه؟ |
- Şey. Bu yolun sonunda ne olduğuna bir bakabiliriz. | Open Subtitles | حسنا ، يمكننا أن نرى ، ماذا يوجد في الخارج خلال هذا الطريق |