Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın şekil değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Bu zamanlar; tarifsiz zorluk, ancak aynı zamanda katıksız umut, yürekten sevgi ve öylesini bir daha hiç görmediğim neşe zamanlarıydı. | TED | شاقة على نحو لا يوصف أحيانًا، لكنها حملت أملًا نقيًا وحبًا عميقًا وسعادة لم أشعر بها ثانيةً. |
Bir kökene bile tarif edilemez bir acı ve işkence edeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّه سيُنزل ألمًا لا يوصف وعذابًا حتّى بالنسبة لمصّاص دماء أصليّ. |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. | Open Subtitles | منذ زمن طويل وفي أراضي بعيدة أنا آكو، متحول الأشكال و سيد الظلام اطلقت شراً لا يوصف |
Bana kalsaydı, bu çocukları gönderilecekti bu saçmalık ve tarifsiz düşüncesizliğe bir örnek olmaması için. | Open Subtitles | اذا كان بيدي الإختيار, سيتم طرد هؤلاء الأولاد لانعدام الأخلاق وطيشهم الذي لا يوصف |
John Duncroft, bebeklerin annelerini ölürken görmelerini tarifsiz korkuyla kaplı yüzle sessizce durmalarını istermiş babası annesini dövdüğünde tıpkı kendinde olduğu gibi. | Open Subtitles | حتى يكونوا صامتين أمام رعب لا يوصف كالذي عاناه حين ضرب أباه أمه |
tarif edilemez şekilde saldırgan. Wagner'e karşı yalnızca bıkkınlık duyuyorum. | Open Subtitles | مقزز بشكل لا يوصف اشعر فقط ان فاجنز مقرف |
İyimserlik bazen bir inanç, entelektüel bir tutum olarak tanımlanır. | TED | فالتفاؤل أحياناً يوصف بأنه اعتقاد أو موقف فكري |