"يومهم" - Traduction Arabe en Turc

• Devirleri
• günlerini
• günleri
• güne
• gününde
• günlerinin
• günlerinde

Devirleri bitti!
يومهم إنقضى!

Ailelerin bir araya gelip günlerini anlatma şansı--
فرصة لأفراد العائلة ليجتمعوا مع بعض ويتحدثوا عن تفاصيل يومهم

Elbette günlerini kasvet içinde geçirmelerini istemem. Gerçekten.
أنا لا أريد لهم قضاء يومهم في كآبة جهنمية، أنا حقاً لا أريد ذلك.

Bazen insanlar buraya geldiklerinde heyecanlanıyorlar ve ilk günleri pek iyi geçmeyebiliyor.
اسمعو, احيانا عندما يعمل اي شخص هنا.. قد يتوتر ولا يقومو بعمل جيد في يومهم الاول

Kadın günü eşiyle başlayıp, eşiyle bitirmek ama erkekler her güne başka bir kadınla başlayıp, bir başkasıyla bitirmek ister.
يبدأ يوم المرأة مع زوجها وينتهي معه كذلك ولكن يريد الرجال أن يبدأ يومهم مع امرأة وينتهي مع امرأة أخرى

Senin Chloe'n ve benim Papi'min bu büyük gününde gerçekten çok özel bir şeyler yapmak istedim, biliyorsun.
أنت تعرفين, انا اريد ان افعل شيئاً مميزاً لكلوي وبابي في يومهم الكبير.

Genelde bu ayıklama işçileri günlerinin %60-70'ini ortalıkta gezinerek harcarlar.
بشكل اعتيادي يقضي هؤلاء العمال 60 أو 70 بالمئة من يومهم يتجولون في أنحاء المستودع.

Midesi bulanmış gibi bakmak, işteki ilk günlerinde bütün acemilerin başına gelir. Rica etsem?
التحديق المغثي الذي يصيب كل المستجدون في يومهم الأول من الوظيفة

O yüzden bunun gibi yerlere getiriliyorlar. Çoğu insan günlerini bu tip şeylere kafa yormadan geçiriyor.
معظم الناس يمضون يومهم دون التفكير بأشياء مثل هذه.

Bu yüzden arkadaşlarım günlerini Missoula İlkokulu'nda geçirirlerken ben evde oturur, Amerikan dilinde yazmayı öğrenirdim.
ذلك في حين أصدقائي، يقضون يومهم في ميسولا الابتدائية، وانا بقيت في المنزل... وتعلمتكتابةاللغةالأميركية

Bu çocuklar okula gitmek yerine, günlerini çöp toplayarak geçirmektedir.
بدل الذهاب للمدرسة... يحاولون ان يحصلوا على قوت يومهم بين النفايات

Ne kadar uzağa gelmek zorunda olduklarını düşün ve bu yalnızca, dünyadaki 3'üncü günleri.
أعني، انظر كيف لزمهم أن يأتو من بعيد وهذا يومهم الثالث فقط في العالم

Bu, onların özel gösterisi olarak son günleri ve siz son seyircilerisiniz.
والإستمرار في أداء وظائفه الإعتيادية هذا هو يومهم الأخير كعرض لجذب الإنتباه وأنتم جمهورهم الأخير

Bir anne olarak, çocuklarımın güne doğru düzgün başlamasını isterim.
كـ أم .. أريد أطفالي أن يبدأوا يومهم بشكل صحيح

Üç polis memuru, güne başladıklarında hiç ortak noktaları olmadığını düşünüyorlardı.
بدأ ثلاثة رجال شرطة يومهم معتقدين بأنه ما من قاسم مشترك بينهم

Hiç yapmadığımız ama çocukların okuldaki ilk gününde yapacağımızı söylediğimiz gibi.
مثلما كنا نقول اننا سنفعلها مع الاطفال في يومهم الاول في المدرسة لكننا لم نفعل

Biraz ilham notlar kendi gününde onları başlatın.
وكتبت لهم بعض الملحوظات الملهمه ليبدأوا يومهم بها

Onlar tercihini yaptı ve günlerinin geleceğini biliyorlardı.
لقد قاموا بخيارهم، وكانوا يعرفون أن يومهم سيأتي

Bence, bir insanın size bunu hissettirmesinden daha önemli bir yetenek yok -- onları günlerinin kısa bir parçasında haraketsiz bırakmak ve meraka yenik düşürmek.
بالنسبة لي، ليست هناك قدرة أعظم من هبة أن يعطيك شخص آخر ذلك الإحساس-- أن تمسك بهم للحظة وجيزة في يومهم وأنت تجعلهم يستسلمون للدهشة.

Girişte bekleyip, ilk günlerinde kızları tavlamak.
تنتظر خارج المدخل وتدردش مع الفتيات في يومهم الأول؟

İlk günlerinde onları kovamazsın.
لاتستطيع ان تُرسِبهُم في يومهم الاول