Bir de günlüğünü bulduk. Aslında fazla bir yardımı olmadı. | Open Subtitles | ولقد ترك دفتر يوميّاته هذا، وفي الحقيقة ليس ذا فائدة. |
Ancak senden çok bahsetmişti ben sadece onun günlüğünü kullanarak hikayesini üstlendim. | Open Subtitles | ولكنّه أخبرني عنك واستغللتُ قصّته فحسب واستخدمتُ يوميّاته |
günlüğünü görmüşsünüzdür. Hepsi kodlanmıştı. Bize tek söylediği bir yolda olduğumuz. | Open Subtitles | حتّى دفتر يوميّاته مُشفّر، ولم يكُن يُخبرنا بشيء سوى بالاتّجاهات. |
Stefan bir süre önce günlüklerini yaktı. O ara bir hâllere girmişti de. | Open Subtitles | (ستيفان) حرق يوميّاته منذ فترة، كان في مزاج سيّء قليلًا، لمَ؟ |
Elijah'nın günlüklerini okuması için Hayley'e rüşvet verdim. | Open Subtitles | -رشوت (هيلي) لتقرأ يوميّاته ... |
Sonra da günlüğünde senin hakkında onca güzel şey yazmaya zorladın. | Open Subtitles | وعندئذٍ أذهنته لكتابة كلّ ذلك الثناء عن في يوميّاته. |
Joe onu günlüğünde böyle anlatmış. | Open Subtitles | -حسناً، هكذا وصفها (جو) في يوميّاته . |
Drakopoolos eski zamanlarda Zeus'un peşine düşmüş ve Harflerin Adamları'da onun günlüğünü tercüme etmiş. | Open Subtitles | حسنًا، (دراكوبولوس) كان على علاقة بـ(بزيوس) قديمًا وترجم رجال المعرفة يوميّاته |