Arka cebinde bulduğumuz bu kamerayla öldüğü gün çekim yapılmış. | Open Subtitles | هذه الكاميرا الرقمية التي وجدت في حقيبته أؤخذت يوم وفاته |
öldüğü gün Amcanı görmeye gittiğin halde nasıl yalan söylediysen gene öyle yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | مثلما كذبت بشأن مكان تواجدك, الأسبوع الماضى عندما ذهبت لرؤية عمك يوم وفاته |
Bu durumda Len Fisher'in öldüğü gün, brownstone sokağında onu elektrik çarpmasıyla öldürdüğün gün, gece, senin Erkekler Kulübünde olması gerekiyor. | Open Subtitles | إذاً لابد أنه من فتيان ناديك يوم وفاته الليلة التي قتلته |
Öldüğü güne kadar haberim olmadı. Düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | لم أكتشف هذا إلا في يوم وفاته هل يمكنك التخيل ؟ |
Ve öldüğü gece, Randy ile aynı videodasın. | Open Subtitles | وأنت على الفيديو مع " راندي " يوم وفاته |
Onayladığı örneklerin yarısı öldüğü gün imzalanmış. | Open Subtitles | نصف العينات التي صدّق عليها سجلت يوم وفاته |
öldüğü gün demişti ki bizi değerlendirecekleri tek şey, önemli olan tek şey, kazanmaktır. | Open Subtitles | و في يوم وفاته قال: أن المعيار الوحيد الذي سيحكم به علينا الأمر الوحيد الذي يحتسب هو الفوز |
Ven ben de karısına, onun öldüğü gün, kartımla beraber bir kasa donmuş tavuk yolladım! | Open Subtitles | وأرسلت لزوجته علامةً مميزة ومغلف من الدجاج المجمد يوم وفاته |
Ben Gwen. Eugene' i öldüğü gün gördünüz mü diye merak ediyordum. | Open Subtitles | نعم ، أنا جوين ، كنت أتساءل عما لو كنت شاهدت يوجين يوم وفاته |
Ve eğer bilmen gerekiyorsa, Levy, öldüğü gün bütün gün göz yaşı döktüm. | Open Subtitles | وإذا كان يهم، ليفي، بكيت يوم وفاته. |
Tamam, bakın, öldüğü gün Carlos'un evine gitmiştim. | Open Subtitles | حسناً، انظري هــه أنا ذهبت إلى شقة "كارلوس" يوم وفاته |
Her şey Diddle'in öldüğü gün.. ...ondan aldığımız bu e-posta ile başladı. | Open Subtitles | بدأ الأمر عندما تلقينا هذه الرسالة الإليكترونية الغريبة من (ديدل) يوم وفاته |
Onun öldüğü gün. O da böyle bir şapka takıyordu. | Open Subtitles | و يوم وفاته كان يعتمر قبعة كهذه |
öldüğü gün birisini neredeyse açıyordum. | Open Subtitles | أنا تقريباً فتحت واحدة يوم وفاته |
Josh, Bailey öldüğü gün Bailey'nin babasıyla konuşmuş. | Open Subtitles | " جوش " تواصل مع والد " بيلى " يوم وفاته |
Bir gerekçesi vardı ve öldüğü gün kurban ile görüştü. | Open Subtitles | كان لديه دافع، وقابل ضحيّتنا يوم وفاته. |
Lance'in telefon kayıtlarını almışlar ve öldüğü gün.. | Open Subtitles | لقد سحبوا سجلاته الهاتفه وفي يوم وفاته |
öldüğü gün 16 yaşındaydı. | Open Subtitles | لقد كان بعمر 16 عاماً في يوم وفاته |
OYİ, spor salonundaki çantayı inceliyor, içinden Öldüğü güne ait bir fiş bulmuş. | Open Subtitles | مرحباً، بينما كان الجنائيين يُحللون الحقيبة الرياضيّة، فقد وجدوا هذا الإيصال داخلها من يوم وفاته. |
Ve bakımevindeki kadın da Frank'in öldüğü gece birinin konuştuğunu duymuş | Open Subtitles | .. و العجوزة التي تسكن في دار المسنين أخبرتني بأنها سمعت أحدًا يتحدث إلي (فرانك) يوم وفاته |
Bunu, öldüğü günün sabahında yazdı. | Open Subtitles | لقد كتب هذا فى صباح يوم وفاته |
- öldüğü gün buraya gelmiş | Open Subtitles | -لقد جاء إلى هُنا يوم وفاته . |