Şef Yates, Jennifer Jareau, telefonda konuşmuştuk. - Merhaba. | Open Subtitles | الرئيس ييتس, جينفر جارو تحدثنا على الهاتف |
Kuzey Dakota'da, Fort Yates'in yakınında nehrin kenarında küçük bir evimiz vardı. | Open Subtitles | يجب أن نصل إلى شمال داكوتا بالقرب من فورت ييتس مكان صغير هادئ مباشرة على النهر |
Oliver Yates beni reddedene kadar şirketinizde çalışmak için sıralamadaydım. | Open Subtitles | كنت قصيرة المدرجة للعمل في شركتك، حتى رفض لي أوليفر ييتس. |
Şef Yates, henüz tam bir dava dosyamız yok. | Open Subtitles | ايها الرئيس ييتس لا يوجد ملف للقضية بعد |
Sanki Şef Yates kupayı kendisi alacakmış gibi.. | Open Subtitles | يبدو ان الرئيس ييتس ربح لقبا في الماضي |
Selam Jeff Yates. Selam Judy. | Open Subtitles | مرحبا جيف ييتس مرحبا جودي |
Don, Pete, hatta Şef Yates. | Open Subtitles | دون, بيت, حتى الرئيس ييتس |
Trammel'i ara, sor bakalım anne Yates hakkında birşeyler bulabilecekmiymiş. | Open Subtitles | هاتف (تريميل)، وانظر إذا بمقدوره تتبع عنوان لأُم (ييتس) |
Bay Yates, çevreci bir grubun üyesi misiniz? | Open Subtitles | ـ سيد (ييتس),أانت عضو في اللجنة البيئية؟ |
Frank Yates. Massachusetts, mühendislik, MIT. | Open Subtitles | فرانك ييتس), ماجستير هندسة من) معهد (ماساشوستس) للتكنولوجيا |
Frank Yates'i dert etme tatlım. | Open Subtitles | لاتقلق بخصوص (فرانك ييتس),ياعزيزي نعلم ان هذا ليس صحيحاً |
Sonunda da başka bir hastaneye transfer olmuş. Yates şu an topluma faydalı bir birey gibi görünüyor. | Open Subtitles | "نُقل في آخر المطاف إلى مستشفى آخر، والآن يبدو (ييتس) عضو مجتمعٍ منتِجًا" |
Yates, ailesini hayatından çıkarmamanın bir yolunu bulmuş galiba. | Open Subtitles | "يبدو أنّ (ييتس) وجد وسيلةً ليبقي عائلته في حياته" |
Anlaşılan bu kadınları Yates öldürmüş ama Vogel'ın peşindeki o mu emin olamıyorum. | Open Subtitles | "يبدو أنّ (ييتس) قتل هؤلاء النسوة" "ولكنّي ما زلتُ غير متأكّدٍ مِن كونه مَن يسعى للثأر من (فوغل)" |
Ama Yates tehlikesini ortadan kaldırmak için canavar kimliğime ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | "ولكن هذا هو جانبي الذي تتوقّع أن يقضي على كون (ييتس) تهديدًا" |
Beyin cerrahı Yates'miş. Vogel'a haber vermeliyim. | Open Subtitles | "ييتس) هو جرّاح الأدمغة)، يجب أن تعلم (فوغل)" |
Yates, bıçaklamış olmalı. Sol akciğer atardamarını kesip ölüme terk etmiş. | Open Subtitles | "لا بدّ أنّ (ييتس) طعنها، وقطع شريانها الرئويّ الأيسر، وتركها لتموت..." |
Ne Yates ne de başkası kim olduğunu bilebilir. | Open Subtitles | لا (ييتس) ولا أيّ شخص آخر يحتمل أن يعرف مَن تكون |
Yates, kendi hayatını kurtarmak için babasınınkini almaya razıydı. | Open Subtitles | "كان (ييتس) مستعدًّا لإزهاق نفس أبيه لينقذ نفسه" |
Yeats'in koruyucusu Lady Gregory, İrlandalı. | Open Subtitles | الآن, السيدة غريغوري كانت راعية ييتس, هذا, كما تعلم, الشخص الإيرلندي |
- Gümrük ve Göçmen Dairesi'nden Ajan Foster-Yates'le birlikte evin bahçesini dolaşıyor. | Open Subtitles | يراجعان تفاصيل حماية (الآيس) و يبحثان في الميدان مع العميلة (فوستر ييتس) |
Siz benim şiirime aşina olmalısınız Yeats'den: | Open Subtitles | لا بد أنك تعرف قصديتي المفضلة لـ(ييتس) |