"يَعِيشُ" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşıyor
        
    • yaşayan
        
    • oturuyor
        
    • yaşar
        
    • canlı
        
    • yaşamak
        
    • yaşadığı
        
    • yaşayacak
        
    • yaşa
        
    • yaşarlar
        
    • oturmuyor
        
    Sanırım buralarda yaşıyor, ama nerede dair hiç fikrim yok. Open Subtitles أعتقد يَعِيشُ هنا، لَكنِّي لَيْسَ لِي فكرةُ حيث أنَّ هو.
    Evde benim bilmediğim başka birileri de yaşıyor mu? Open Subtitles هل هناك أي واحد يَعِيشُ هنا لانني لا اعْرفُ حول؟
    Aşağı blockta yaşayan yaklaşık 12 yaşlarındaki çocuk adı Tony. Onu tanıyormusun? Open Subtitles هناك طفل يَعِيشُ فوق البنايه حوالي 12 سنه عمره اسمه توني تعرفه
    Bu zenci caddenin aşağısında babam ve benim karşımda oturuyor. Open Subtitles يَعِيشُ الزنجي هنا تحت الشارعِ منّي وأَبّي.
    Frasier, bu insanlar dedikodu için yaşar. Open Subtitles فرايزر، يَعِيشُ هؤلاء الناسِ للثرثرةِ.
    Ben Robin Scherbatsky, dünyanın en kötü yerinden canlı bildirdim. Open Subtitles يَعِيشُ الحدث مِنْ أسوأ مكانِ في العالمِ، أَنا روبن شورباتسكى.
    Yalnız yaşamak ve tek kişilik yemek pişirmek. Moral bozucu. Open Subtitles هو فقط يَعِيشُ لوحده ويَطْبخُ لواحد.حاجة محبطة جدا.
    O adada krallar gibi yaşıyor, tamamen kendine yeter durumda. Open Subtitles يَعِيشُ كملك على تلك الجزيرةِ، عنده اكتفاء ذاتي كليّ.
    Nöbetçiler tarafından korunan bir dağ evinde yaşıyor. Open Subtitles يَعِيشُ في بيت على جبل مُحاط مِن قِبل الحرّاسِ.
    Ailesinden miras kalmış bir villada yaşıyor. Open Subtitles يَعِيشُ في فيللا تلك وَرثَ مِنْ عائلتِه.
    Tüm yıl boyunca sadece iki kişi bu civarda yaşıyor. Open Subtitles يَعِيشُ فقط شخصين هناك , طِيلَة السَّنَة.
    Yolun yukarısındaki büyük kale'de yaşıyor. Open Subtitles يَعِيشُ في القلعةِ الكبيرةِ فوق الطريقِ مِنْ هنا.
    Sen okula gittiğinden beri o burada yaşıyor. Open Subtitles مرحباً. هو يَعِيشُ معها منذ تَوجّهتَ إلى مدرسةً.
    Yorkshire'da yaşayan Ned Prince adında bir adama ait. Open Subtitles تعُودُ إلى شخص يسمّى نيد برايز الذي يَعِيشُ في يورك شاير.
    Öteki bloktaki yaşayan çocuk adı Tony. Onu tanıyormusun? Open Subtitles هناك طفل يَعِيشُ فوق البنايه حوالي 12 سنه عمره اسمه توني تعرفه
    Olay yerinden bir sokak ilerde oturuyor. Open Subtitles يَعِيشُ كتلةَ واحدة مِنْ مشهدِ الجريمةَ.
    Adams Cable Springs'te oturuyor ve çalışıyormuş. Open Subtitles أدامز يَعِيشُ ويَعْملُ في فصولِ ربيع السلكِ.
    Hayır. Yetişkin bir erkek babasıyla yaşar mı? Open Subtitles أي نَما رجلاً يَعِيشُ مع أبّيه؟
    Ama canlı bir büyük beyaz... Düşün bunu, Calvin! Open Subtitles لكن يَعِيشُ القرش الأبيض اتُفكّرُ بشأن ذلك،كالفين
    Neden buraya kurulan bir kasabada yaşamak isterler ki? Open Subtitles لماذا أي واحد يَعِيشُ في بلدة بَنيتْ بالخارج ؟
    Burada iki milyon kadarının yaşadığı sanılıyor ama tam olarak bilinmiyor. Open Subtitles يُعْتَقَد بأنَّه يَعِيشُ هنا مليونا لكن لا أحد يَعْرفُ حقاً.
    Bedenimi ele geçirmeyi planlıyor, böylece o yaşayacak ve ben öleceğim! Open Subtitles يُخطّطُ لأَخْذ جسمِي، لكي يَعِيشُ هو وأنا أَمُوتُ
    O zaman yaşa, Miguel. Open Subtitles ثمّ يَعِيشُ معه، ميجيل. عِشْ معه.
    Sevgi, şeref, güç ölüm korkusu insanlar farklı sebepler için yaşarlar. Open Subtitles الحبّ، الشرف، القوَّة الخوف من الموت يَعِيشُ الناسُ لأسبابِ كثيره البعض أكثر نبلا مِنْ الآخر
    Merhaba, ben Robin Harris. Steven artık burada oturmuyor ... Open Subtitles مرحباً، هذا روبن هاريس ستيفن لم يعد يَعِيشُ هنا بعد الآن...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus