Annene yanlış yapan birini, öldürmekten daha iyi bir yol var mıdır? | Open Subtitles | الذي يُحسّنُ أوضاع الطريقَ لحِماية أمِّكَ مِنْ لقَتْل الرجلِ الذي مَعْمُول خاطئها؟ |
Gerçekten geri döndüğünü anlamanın daha iyi ne yolu olabilir ki? | Open Subtitles | الذي يُحسّنُ أوضاع الطريقَ للتَأْكيد هو هَلْ حقاً ظهر مِنْ هَلْ عِنْدَهُ ه قتل؟ |
Aynı ölçüde coşkulu ama daha az duyulmuş bir müzik parçası daha iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | وهو يَخْطرُ لي الذي ربما مذكّر على حد سواء، أقل قطعة مألوفة مِنْ الموسيقى قَدْ يُحسّنُ أوضاع ضربةَ. |
Bunun için, orijinaliyle yatan bir erkeğe gitmekten daha iyi birşey ne olabilir ki, değil mi? | Open Subtitles | الذي يُحسّنُ أوضاع الشخصَ للذِهاب إلى مِنْ الرجلِ الذي يَنَامُ بالأصليينِ، حقّ؟ |
Santa'nın yeni uzak imajını göstermek için sağlıklı genç kadından daha iyi bir yol ne var? | Open Subtitles | الذي يُحسّنُ أوضاع الطريقَ للتَرويج لصورةِ S nt الجديدة مِنْ مِن قِبل تَباهي شابّته الصحّية؟ |
Bu yeni ilişkiyi başlatmanın yeni kokudan daha iyi yolu var mı? | Open Subtitles | الذي يُحسّنُ أوضاع الطريقَ لبَدْء هذا الجديدِ علاقة مِنْ مَع a عطر جديد؟ |
daha iyi olmamıştım. | Open Subtitles | ابداً يُحسّنُ أوضاع. |