Biz adet dönemlerimizi ayın kontrol ettiğine inanan bir grup kadınız. | Open Subtitles | الذي يَعتقدُ القمرَ يُسيطرُ على دراجاتِنا. |
Aynı güç o canavarıda kontrol ediyor. | Open Subtitles | تقوده نفس القوةِ التي يُسيطرُ على المخلوقاتِ |
Bu şeyleri kontrol edemezsem benim peşime düşecekler. | Open Subtitles | لكن مَنْ يُسيطرُ على هذه الأشياءِ سَيُرسلُ المزيد لملاحقتي |
Yani Dükkan artık sadece bir füzeyi kontrol etmiyor. | Open Subtitles | دي . لذا الدكان لا فقط يُسيطرُ على قذيفةِ واحدة الآن؟ |
Ama Fantasia'yı nasıl kontrol ediyor? | Open Subtitles | لكن هكذا يُسيطرُ على الفنتازيا؟ |
Yani köpeğinizi kontrol etmek. | Open Subtitles | أَعْني، يُسيطرُ على كلبِكَ. أوه. |
Herşeyi kontrol eden bir Tanrı olduğu iddiasıyla insanların sorumluluk duygusunu zayıflatır, ve utanç verici suçları, din uğruna olduğu takdirde haklı kılar. | Open Subtitles | هو يُحوّلُ مسؤولية إنسانية إلى أحدثْ الذي "الله" يُسيطرُ على كُلّ شيءِ وتباعاً جرائم سيئة يُمْكِنُ أَنْ تُبرّرَ في الاسمِ للمسعى القدسيِ. |
Hareketlerimi kontrol ediyordu. | Open Subtitles | هو يُسيطرُ على أعمالِي. |
Daha fazla hükümet ve siz ve aileniz için daha az kontrol. | Open Subtitles | - أقل يُسيطرُ على لَك وعائلتكَ. |