Ama bunların hiçbiri, bugün sağdıç olarak üstlendiğim büyük sorumlulukla kıyaslanamaz. | Open Subtitles | لكن لا شيء من ذلك يُقارن مع واجبي المقدس اليوم، مثل أفضل رجلٍ. |
Kocamı kaybettiğim için çektiğim acı babanı kaybettiğin için çektiğin acıyla kıyaslanamaz. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ شعوري بخسارته كزوج، لا يُقارن بشعورِكِ بخسارته كأب. |
-Ama ülkeme her gün hizmet etmekle kıyaslanamaz. | Open Subtitles | لكنّه لا يُقارن مع خدمتي اليومية لبلدي. |
Kalinda'yla kıyaslanınca bu hiçbir şey. | Open Subtitles | (حسناً, هذا لا يُقارن بـ(كاليندا |
-Onunla kıyaslanınca hiçbir şey. | Open Subtitles | -هذا لا يُقارن به . |
Bu, benim birkaç gün dinlenmeye zorlanmamla nasıl karşılaştırılabilir? | Open Subtitles | كيف يُقارن ذلك بإجباري على أن أسترخ لعدة أيام؟ |
İkisinin karşılaştırılabilir değerde olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تظنين أنه يُقارن بما في صندوقي؟ |
Ne kadar seyircimizin gözyaşlarını sömürürsek sömürelim ve sesimiz kısılana kadar bağırırsak bağıralım, bu gerçek bir vatan hainini öldürmekle karşılaştırılamaz. | Open Subtitles | مهمـا اعتمدنا على ما نثيره من دموع الجمهوروقوةأصواتالهتافات... فإن ذلك لا يُقارن ... مع قتل خائن حقيقيّ. |
Yaptığımız onunkiyle kıyaslanamaz. | Open Subtitles | لا شيء مما فعلناه يُقارن بما فعله هو |
Yaptığım hiçbir şey senin yaptıklarınla kıyaslanamaz. | Open Subtitles | ما من جرم أجرمتُه يُقارن بجرمك. |
Yaşadığım cehennem ile hiçbir şey kıyaslanamaz. | Open Subtitles | -الأمر لا يُقارن بالجحيم الذي أعيش فيه . |
Ross'a verdiğimle kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | و لا يُقارن بما اعطيته لروس. |
- Hiç kimse onunla kıyaslanamaz. | Open Subtitles | -لا يوجد شخص يُقارن بها |
Herhangi bir şey bununla nasıl karşılaştırılabilir ki? | Open Subtitles | كيف لأي شئ أن يُقارن بهذا ؟ |
Ne kadar seyircimizin gözyaşlarını sömürürsek sömürelim ve sesimiz kısılana kadar bağırırsak bağıralım, bu gerçek bir vatan hainini öldürmekle karşılaştırılamaz. | Open Subtitles | مهمـا اعتمدنا على ما نثيره من دموع الجمهوروقوةأصواتالهتافات... فإن ذلك لا يُقارن ... مع قتل خائن حقيقيّ. |