Parola "Böl ve Yönet", ve insanlar kendilerini, her şeyden soyutlatmış olarak görmeye devam ettikleri sürece, köleleştirilmeye boyun eğmiş olarak kalacaklar. | Open Subtitles | الشعار هو : فـــرّق تــــسد ,وطالما يُواصل ناس رُؤية أنفسهم منفصلين عن كُلّ شيء آخر |
Kuzey kutup bölgesi boyunca, deniz buzu çekilmeye devam ediyor. | Open Subtitles | ،وفي سائر أنحاء القطب الشمالي يُواصل جليد البحر انحساره |
Bir de bana söyleyebilir misiniz, CBI neden hala bizim yetkilerimizi çiğnemeye devam ediyor? | Open Subtitles | وأخبرني، لمَ يُواصل مكتب التحقيقات تجاوز نطاق صلاحيّاتنا؟ |
Bu arada, Amerikalılar tartışmaya devam ediyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، يُواصل الأمريكيّان التجادل. |
Wall Street ise ani düşüşün yaralarını sarmaya devam ediyor. | Open Subtitles | "في أخبار أخرى، يُواصل (وول ستريت) التعافي من (الانهيار المفاجئ)." |
Garth, büyü konservatuvarındaki çalışmalarına devam etmeyi seçti fakat cesur Kaldur teklifi kabul etti ve Aqualad oldu! | Open Subtitles | فاختار (جارث) أن يُواصل دراساته في معهد السحر و لكن (كالدر) الشجاع قبل عرض ملكه (ومنذ ذاك الحين أصبح (أكوالاد |
Etik yönden zayıf ve yeni bir yaşama arzu duyan birisini bulana kadar devam etti ve Ernie'yi buldu. | Open Subtitles | وظلّ يُواصل البحث حتى وجد شخصاً لديه أخلاقيّات مُتزعزعة وتاق توقاً شديداً لأجل حياة أفضل. (إرني). |
Hakaret etmeye devam et. Cevap vermeye devam etmesini sağla. Happy, sen cipten iz süreceksin. | Open Subtitles | واصل إهانته، واجعله يُواصل الرد، (هابي)، ستقومين بالتعقب من الشاحنة. |