Ben burada bunları sadece daha geniş üç sınıfa ayıracağım. | TED | و انا سأقوم بتلخيصهم في ٣ فئات عريضة هنا. |
Jenny, üç haftalık tatilinde kliniğe gönüllü olarak çalışmaya giden genç bir Amerikalı diş hijyenisti. | TED | جيني هي فتاة أمريكية صغيرة تعمل في تنظيف الاسنان والتي تطوعت في العيادة خلال عطلتها التي تستمر لمدة ٣ أسابيع |
Yüzde 31 oranında, neredeyse her üç gençten birisi sınıftaki münazaralardan geri çekiliyor. Bu tartışmalarda başarısız oluyorlar, çünkü görünümleri üzerine dikkat çekmek istemiyorlar. | TED | ٣٠٪ ، ما يقارب ١ من كل ٣ مراهقين ينسحبون من النقاشات في الصف لا يشاركون لأنهم لا يريدون لفت الإنتباة إلى مظهرهم |
Benim eşim için ise: istersen üç katı ye hiçbir zaman kilo almayacaksın, demek. | TED | بالنسبة لزوجتي: كلي ٣ اضعاف ذلك ولن يزيد وزنك ابداً |
Çok daha zoru ise mutluluğu çağrıştıran tasarımlardır. Şimdi size bunlardan üç tanesini göstereceğim. | TED | الأصعب من ذلك بكثير هو التالي، حيث التصاميم التي تبعث السعادة وسأريكم ٣ فقط من التصاميم التي جعلتني سعيداً |
üç tane babamız aşçı olarak eğitildi. | TED | لدينا حوالي ٣ أباء تم تدريبهم على الطبخ |
Çocukların üç ay içinde İngilizce konuşabilecek ve anlayacak seviyeye geldiğini gösteren bir örneğimiz var. | TED | لدينا نظام بحيث يمكن الطالب أن يتكلم الإنجليزية ويفهمها في ٣ أشهر |
Bu yüzden onu üç yıl dolapta sakladım. | Open Subtitles | لذلك السبب احتفظت به في الخزانة لمدة ٣ أعوام. |
Bir evin içinde, ben, karım, üç küçük kız üç dişi köpek, iki dişi hamster, bir dişi balık var. | Open Subtitles | في بيت واحد, يوجد أنا, زوجتي, ثلاثة بنات ٣ كلاب إناث، فأران إناث ، و سمكه أنثى. |
Biliyorum ki kızlarım o yaşa gelince, ...üç buçuk haftam menajerimle telefonda şöyle konuşarak geçecek: | Open Subtitles | ف أعلم عندما بناتي يصبحون بذلك العمر, سأجلس على الهاتف مع مدير أعمالي في كل ٣ أسابيع و نصف وأقول: |
üç buçuk hafta önce sıradaydım, sabahın erken vaktiydi, çok kalabalıktı. | Open Subtitles | كنت بالصف، قبل ٣ أسابيع و نصف، صباحاً ، و كان مزحوماً |
Dediklerine göre neredeyse son üç senedir evinden hiç çıkmamış. | Open Subtitles | يقولون أنه لم يغادر منزله من حوالي ٣ سنوات |
Dördümüz barışın diyor. üç kişi ise karşı çıkıyor. | Open Subtitles | ٤ مننا يظنون انه يجب عليكم العوده، و ٣ يخالفونا الرأي |
Lateks eldivenler, 60 santimlik tamik testeresi kafatası keskisi, endüstriyel et satırı üç düzine dayanıklı çöp torbası, on banyo havlusu on metre streç film ve iki sade kahve. | Open Subtitles | حسناً سأحتاج لقفازات لاتيكس، منشار، إزميل للجمجمة، ساطور الجزار، ٣ دزينات من أكياس القمامة، بعض المناشف الكبيرة، |
On dakika sonra bu cenaze üç kanal tarafından canlı olarak yayımlanacak. | Open Subtitles | إنها ١٠ دقائق قبل أن تبدأ الجنازة التي تنقل مباشرةعبر ٣ قنوات مختلفة. |
Kafasında, sürüngenlerdeki gibi dişlerle dolu olan bir çenesi ve üç uzun parmakla biten pençelere sahip kolları vardı. | Open Subtitles | وفي جمجمتها عظام فكين محشوة بأسنان تشبه أسنان الزواحف والذراعين بكلٍ منهما ٣ أصابع ممدوة، على أطراف كلٍ منها مخالب |
Pardon, ben ve kızlara üç tekila alabilir miyim? | Open Subtitles | عذراً، هل يمكنني الحصول على ٣ جرعات تيكيلا لي ولفتاتاي؟ |
Yasama takvimindeki küçük bir değişiklik, örneğin çalışma süresini üç haftaya uzatsak ve sonra bir hafta eve gitseler bu Konngre'deki bütün temel ilişkileri değiştirirdi. | TED | تغيير بسيط في تقويم التشريع بحيث ان يمتد العمل لمدة ٣ اسابيع و من ثم اجازة اسبوع يذهبون فيها الى ديارهم، سيغير هذا طبيعة العلاقات في الكونجرس |
Her zaman, hikayemin başlangıcının aşiretimizde, annemin bana iki yaşımdayken üç görücü usulü evlilikten kaçtığımı söylediği akşamüstü olduğunu düşünürdüm. | TED | كنت دائمًا أظن أن بدايتي كانت ذات ظهيرة في مجتمعي حينما أخبرتني والدتي أنني قد نجوت من ٣ زيجات مدبرة منذ أن كان عمري سنتين. |
Başlamadan önce bunu düşünmek için üç dakikanız var. | TED | لديكم ٣ دقائق للتفكير قبل البدء |