O olaylar, hâlâ bitirilmesi gereken bir domino etkisi yarattı. | TED | لقد كان لهذه الأفعال أثر متعدي لم ينته مفعوله بعد. |
Hayatlarına inen bir ışık olduğunu söylüyordu. Bize umut getirdi. | TED | حيث قال لقد انارت هذه المسيرة نفسي جلبت لي الامل |
Bu benim, açıkça görülüyor ki ben ilktim, 01 diyor. | TED | هذا تخصني، نعم لقد كنت أول المسجلين تحمل الرقم 1. |
RG: O zamanlar çok farklı bir web sitemiz vardı. | TED | روفوس جريسكوم : لقد كنا حينها .. ندير موقعاً آخر |
PJ: Evet, sen bir tanesini işaret ederken ben aslında sana diğerini verdim. | TED | ب.ج: أجل، لقد كنت تشير إلى واحدة منهم، لكنني في الحقيقة أعطيتك الأخرى. |
Ben, iş hayatında evdekinden daha çok aiama kaydettiğimize ikna olmuş durumdayım. | TED | لقد اصبحت مقتنعة اننا احرزنا تقدما اكثر في العمل اكثر من المنزل. |
Bu,ümit ve olasılıklar için yaşayan anıtlar... ...dikmeye başlayacağımız bir zamandır. | TED | لقد حان الوقت أن نبدأ ببناء النصب التذكارية الحية للأمل والفرص. |
Bn. Dewey bunu duydu, ve kafasını umutsuzca salladı diğer yandan iş arkadaşları birbirini destekledi ve onaylarcasına kafa salladı. | TED | لقد سمعت السيدة ديوي هذا وهزت رأسها محبطة بينما كان باقي المدرسين يشجعون بعضهم البعض ويهزون رؤوسهم موافقة لما يقال |
Şimdi bununla ilgili vurucu olan şey psikologların bunu 30 yıldır biliyor olması. | TED | الشيئ المفاجئ حول هذا أنه لقد عرف الاطباء النفسيون هذا منذ 30 عاماً |
O dönemde her ikimiz de fena halde hamileydik ve ne kadar korktuğunu düşünerek onun için yüreğim sızlamıştı. | TED | لقد كنا في ذلك الوقت في فترة حملنا وقد انقبض صدري من اجلها تصوروا مدى الخوف الذي اعتراها حينها |
Yemeğimiz sona erdiğinde ikimiz de karşımızdakinin açık davrandığını görmüştük. | TED | وفي نهاية غدائنا لقد أشدنا بإنفتاح كل طرف على الآخر |
Onları her yerde görmüşsünüzdür. özellikle radarların artık daha ucuz olduğu şu günlerde. | TED | لقد رأيتموها هنا في المحيط وخاصة ان الرادارات هذه الايام اصبحت ارخص سعراً |
Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi -- farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta, biz de beraberinde çok değişmiştik. | TED | وكما انظر اليه اليوم .. انه يبدو كما لو انه ترنيمة عيش لقد ادركت .. ان ما كنت اقوم به لبناتي قد غيرني انا ايضاً |
O gün iyi haberler aldım ve bugün burda kanserden kurtulmuş olarak duruyorum, yardıma ihtiyaç duymadan yürüyorum ve sekerek ilerliyorum. | TED | لقد تلقيت اخبارا جيدة ذلك اليوم انا اليوم قد شفيت تماما من السرطان وانا اسير بدون اي مساعدة واتامل بمستقبل مشرق |
Sonuçta o bir hayal, yapabileceği daha iyi şeyler var. | TED | لقد كان حلماً، بحق المسيح، كان عنده أشياء أفضل ليفعلها. |
Meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
Bize nefret mailleri gönderen kadın düşmanı yöneticiyi bir Big 10 okulundan kovdurduk. | TED | لقد استطعنا ان نعزل عن العمل مدراء عنصرين تجاه المرأة من 10 مدارس |
Herşeyi denedik. her şeye baktık, her şeyi satın aldık. | TED | لقد حاولنا كل شئ وشاهدنا كل شئ، أشترينا كل شئ |
Evet, oraya bir çok oyun mekaniği koyduk rozetleri aldığınız yere, alana göre lider tabloları yapmaya başlayacağız ve puanlar alabileceksiniz. | TED | نعم، لقد وضعنا آلية لعبة هناك وأنت تحصل على هذه الشارات ونبدأ بالحصول على قائد في كل منطقة، وتحصل على النقاط |
Arkadaştılar ve birbirlerine sarıldılar ve gülüyorlardı ve yüzleri birbirinden bu kadar uzaktaydı. | TED | لقد كانوا أصدقاء، فاحتضنا بعضهم البعض وكانا يضحكان، بالكاد توجد مسافة بين وجهيهما. |