"‫ عليك أن" - Traduction Arabe en Turc

    • lazım
        
    • zorundasın
        
    Gözlerini kapatman lazım ve alkışladığımı duyduğun tarafı işaret etmelisin. TED عليك أن تغمض عينيك، وعليك أن تشير حيث تسمعني أصفق.
    Birinin bebeğine yumruk atmak için o bebeği sevmen lazım. Open Subtitles عليك أن تحب طفل أحدهم لكى تلكم طفلا فى وجهه
    Bu külüstürü kenara çekmeniz lazım, çünkü ben yanlış otobüsteyim. Open Subtitles ..أنت, ربما عليك أن تُوقف الحافلة لأنني على الحافلة الخطأ
    Bunu unutsan iyi olur. Para için pedala basmak zorundasın. Open Subtitles أنس ذلك عليك أن تعمل من آجل الحصول على المال
    Buradan yürüyerek gitmek istiyorsan bize bir isim vermek zorundasın. Open Subtitles إن أردتِه أن يخرج من هنا عليك أن تعطينا إسماً
    Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok. Open Subtitles هارفي، يجب عليك أن تفهم ليس لدي الحق لتركك ترحل من هنا لوحدك
    O harekete geçene kadar, senin ivme kazanmış olman lazım. Open Subtitles يجب عليك أن تحترس بمرور الوقت , يزيد من حركته
    İşleri yoluna koyabiliriz, ama nerede olduğunu bize söylemen lazım. Open Subtitles الآن، أناوهويمكنناتصحيح الوضع ، لكن عليك أن تخبرنا عن مكانها
    Aslında çalışmaya ara vermen lazım. Gitgide sağlıksız olmaya başlıyor. Open Subtitles بالواقع، عليك أن تكفّي عن التمرّن فلقد بات الأمر مضرّاً
    Aslında çalışmaya ara vermen lazım. Gitgide sağlıksız olmaya başlıyor. Open Subtitles بالواقع، عليك أن تكفّي عن التمرّن فلقد بات الأمر مضرّاً
    Ona dünyada en çok önemsediği şeyi vermeye hazır olman lazım. Open Subtitles فيجب عليك أن تتحضر لإعطائه أكثر شيء تحرص عليه في العالم
    Temiz bir sayfa açman, bütün bunları arkanda bırakman lazım. Open Subtitles عليك أن تبدأ من الصفر ، ترك وراء كل هذا.
    Evime gidip beni bulman tüm bunlara ikna etmen lazım. Open Subtitles عليك أن تذهب إلى منزلي وتجدني وتقنعني بكل هذه الأمور
    Başka gelen olmadı. İşi kabul etmek zorundasın. Çok uyur. Open Subtitles أنت الوحيد الذي أتى للحصول عليها عليك أن تقبل بها
    Eğer problemin ne olduğunu anlamak istiyorsan, ona sormak zorundasın. Open Subtitles إذا كنت تودين معرفة السبب الحقيقي فقط عليك أن تسأليه
    - Bir şeyler yemek zorundasın. - Spot geri gelmeden yemeyeceğim. Open Subtitles عليك أن تأكل شيئاً لن آكل شيئاً قبل أن يعود سبوت
    Kadın bulmak için büyüleyici kişiliğine bel bağlamak zorundasın. Tanrı yardımcın olsun. Open Subtitles عليك أن تعتمد على شخصيتك المنتصرة لتحصل على النساء , ليعينك الله
    Ben... ben... ben bu biletin parasını ödedim, yani beni Seattle'a götürmek zorundasın. Open Subtitles لقد أشتريت هذه التذكرة و هي تقول أنه عليك أن تأخذني الي سياتل
    Ama eğer davada kalmaya devam etmek istiyorsan, tekrar otele taşınmak zorundasın. Open Subtitles و لكن إن تابعت العمل فيها فإن عليك أن ترجع إلى الفندق
    Sadece dokuz çeşit varsa eğer, birini iki defa istemek zorundasın. Open Subtitles كهناك تسع نكهات وحيدة، أنت عليك أن تسأل عن واحد مرّتين.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus