Her seferinde yeni görüntüler ekliyorum çünkü her gösterimde yeni bilgiler ediniyorum. | TED | أضفت لها صورا جديدة لأني أتعلم عنها المزيد في كل مرة أقدم. |
nerde olduğunu görmek isterseniz. İşte Kuzey Carolina. Daha yakından bakınca göreceğiniz Bertie County, eyaletin doğu tarafında yer alıyor. | TED | لإعطائكم فكرة عن الموقع هنا ولاية كارولينا الشمالية ، وإذا كبرنا الصورة مقاطعه بيرتي تقع في المنطقة الشرقية من الولاية |
Tarımın devlet desteğine muhtaç kalması ve başarı oranı düşük okullar kırsaldaki yoksulluğun şehirdekinden kat kat yüksek olması. | TED | إنها الاتكالية على إعانات المزارع و المدارس ذات الأداء الضعيف و نسبة الفقر العالية في المناطق الريفية عن الحضرية. |
Bu durumda devlet okulları öğrencilerinin yaklaşık yüzde 86'sı Afrikalı Amerikalılardan oluşuyor. | TED | بهذا الطلاب في المدارس الحكومية هم ٨٦ في المائه من الأمريكان الأفارقة. |
Daha önceki görev yerleri South Carolina'da Charleston ve Colorado'da Denver ilçeleri idi. | TED | و سابقا كان مراقبا في تشارلستون، جنوب كارولاينا و بعدها في دنفر، كولاردو. |
Son yıllarda, dükkan-sınıf uygulamasını destekleyen maddi kaynaklar tamamen kesilmiş bulunuyor. | TED | و في العقود الأخيرة, الكثير من التمويلات للدروس الحرفية اختفت تماما. |
Elleriyle inşa ettikleri açık çiftçi pazarının yaz sonunda yapılacak kurdele kesme töreni ise yıl sonu sınavı yerine geçebilir. | TED | و حفل قص الشريط في آخر الصيف حين قد بنوا سوق الحراج و تم فتحه للعامة, هذا هو الاختبار النهائي. |
Yüzyıllara dayanan düşmanlık, on yıllarca süren şiddet ve binlerce can kaybına rağmen, 1998'de tarihi bir anlaşamayla neticeye ulaştırıldı. | TED | رغم قرون من العداء وعقود من العنف والآلاف من القتلى والضحايا في عام 1998 ظهر حل حيث عقدت اتفاقية تاريخية |
Anlaşama maddeleri karmaşık olabilir, çünkü sorunun kendisi de bir o kadar karmaşık. | TED | صحيح ان بعض الشروط في الاتفاقية قد تبدو معقدة ولكنها حدت من الصراع |
Aslında, bu, Amerikan tarihindeki, hükümetin düşmanın tüm istediklerini kabul etmek zorunda kalarak barış müzakere ettiği tek savaştır. | TED | في الحقيقة، هذه الحرب الوحيدة في التاريخ الأمريكي التي فاوضت فيها الحكومة السلام عن طريق تلبية كل طلبات العدو. |
Bu olayla, Amerikan Yerlileri tarihinde yeni bir dönem başladı. | TED | مع هذه الواقعة، بدأ عصر جديد في تاريخ السكان الأمريكيين، |
ve evi olanlar da beş aile birlikte çürük binalara tıkılmış durumda. | TED | وأولئك بمآوي تجدهم مكدسين في مبان عفنة، إلى حد الخمس عوائل سوية. |
Muhtemelen... ...bu ürünlerin tümü atık alanlarından... ...biri olan Manila’da, hayatları sonlanacaktır. | TED | و جميع هذه المنتجات تنتهي في مكب للنفايات كهذا الموجود في مانيلا |
Ve şimdi, tedarik zincirinin bağımsız cumhuriyeti... bizi tatmin edecek şekilde... ...yönetilmemekte olan etik tüketim... ...ve ticaretiyle uğraşabiliriz. | TED | والآن جمهورية سلسلة التوريد المستقلة هذه لا يتم حكمها بطريقة ترضينا بأن تشارك في تجارة أخلاقية أو استهلاك أخلاقي |
Sadece Çin’de, bu aktif maddeleri üreten... ...beş yüz tane tesis vardır. | TED | هنالك 500 من هذه المنشات التي تنتج هذه المكونات في الصين وحدها |
Ve türlerin birbirleri ile olan bağlantısı, doğal dünya üzerine eğitim aldım, | TED | وانا ادرس هذا التعقيد .. في الطبيعة .. في العلاقات بين الفصائل |
Fakat bunu günümüz dünyasında yapmanın şahane bir yolu var. | TED | ولكن هناك مجال ممتع يقوم بهذا في العالم الحديث .. |
Hayır, bu teori bir midye, solucan ve güvercin üretimi uzmanından geliyor. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz -- Charles Darwin. | TED | لا، هذه النظرية تأتي من خبير في البرنقيل و الديدان و تربية الحمام. وتعلمون من أعني بذلك.. تشارلز داروين. |
Buna en iyi cevap artistik ve estetik zevklerin emvrimsel Darwinci tarihinde yatıyor. | TED | الإجابة المثلى تكمن في إعادة بناء تاريخ التطور الدارويني في أذواقنا الفنية والجمالية. |
Ancak artistik ve dekoratif hünerler aslında bunlardan çok daha eskidir. | TED | لكن المهارات الفنية والزخرفية هي في الواقع أقدم من ذلك بكثير. |