Gulumse ve ara. Saat 1'e kadar kafayi kaldirayim deme. | Open Subtitles | ابتسم و اتصل و لا ترفع رأسك حتى الساعة الواحدة |
Sabah karşı 3'e kadar buradaydım, sarhoş turistlere kokteyl servisi yapıyordum. | Open Subtitles | هنا حتى الساعة 3 فجرا اقدم الكوكتيلات لمجموعة من السياح السكارى |
Yani, bilim adamı kelimesi 1833'e kadar nasıl var olmadı? | TED | أقصد، كيف يمكن لكلمة عالم ألا تتواجد حتى عام 1833؟ |
Saat 11'e kadar 21'den 25'e kadar olan numaraları çağırdılar. Bu biraz sürecekti, ve hiç bedava yüz boyama ya da geçici dövme yoktu ki mağazanın dışında oluşan erimeyi engelleyebilsin. | TED | بحلول الساعة 11 تمت مناداة الأرقام بين 21 و 25؛ إذاً سننتظر لفترة طويلة. ولا يوجد ما يكفي من الرسم على الوجوه أو الوشم المؤقت المجانيين، لمنع حدوث الانهيار خارج المتجر. |
10 Eylül saat 21:00'e kadar haritayı ele geçirmemiz gerek. | Open Subtitles | علينا ضمانُ المخطط قبل الساعة التاسعة .منْ يوم 10 سبتمبر |
3'e kadar aramazsam, polisi ara. | Open Subtitles | لو لم أتصل إلى الساعة الثالثة، اطلب الشرطة |
Gece 3'e kadar ışığım yanıyordu. | Open Subtitles | لم أستطع إغلاق الأنوار حتى الساعة الثالثة صباحاً |
- Saat 10 gibiydi. Tekne kiralayıp kiralayamayacağını sordu. Saat 3'e kadar tekne yoktu. | Open Subtitles | جاء وطلب مني أن كان بإمكانه إستئجار مركب ولم يكن لدي أي مركب متاح حتى الساعة الثالثة |
18:00'e kadar orada olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مُضطرّين أن نكون هناك حتى الساعة السادسة. |
Gel benimle! Saat 5'e kadar sokağa çıkmak yasak. | Open Subtitles | ممنوع التجول بالشوارع حتى الساعة الخامسة ، عندنا أحكام عرفية |
Ne yani bir saat erken gelip, üstüne saat 5.00'e kadar ders mi göreceğiz? | Open Subtitles | سنأتي ساعة قبل الوقت، ثم نأخذ حصتين متتاليتين ونبقى حتى الساعة الخامسة؟ |
1800'e kadar gidiyor, ne olur ne olmaz diye. | TED | يتضمن التواريخ حتى عام 1800 و الذي لا تعملوه أبداً. |
Bu yüzden süper zeka potansiyeli, madde boyutunda uykudadır, tıpkı atomun gücünün insanlık tarihi boyunca uykuda olup, 1945'e kadar sabırla orada beklemesi gibi. | TED | ومن ثم فإن احتمالية الذكاء الصناعي تظل كامنه في المادة، وهذا الأمر أشبه بالذرة الكامنة عبر التاريخ البشرية، والتي انتظرت بصبر حتى عام 1945. |
Tek istediğim akşam 8'e kadar eve varmak. | Open Subtitles | كل ما يهمني الآن هو أن أكون في البيت بحلول الساعة الثامنة |
Mareşal Blucher'ın saat 1 'e kadar Waterloo'ya varmasını rica ediyorum. | Open Subtitles | المارشال بلوخر يجب أن يأتي إلى واترلو قبل الساعة الواحدة |
Bütün gün bekleyemeyiz ama 3:00'e kadar bekleyebiliriz. | Open Subtitles | , لا يمكننا الانتظار اليوم كله لكن يمكننا الانتظار إلى الساعة الثالثة |
Bir düşünün, çocuklar. Bu mektubun Çin'e kadar onca yolu gidecek olmasının özel bir nedeni var. | Open Subtitles | تخيلى ان هذا الخطاب سوف يقطع كل الطريق إلى الصين |
Bu maraton gibi, dostum. Sabah 5'e kadar sürer. | Open Subtitles | إنه مثل الماراثون يا رجل سنظل للخامسة صباحاً، لا أستطيع |
Sadece üç yıllık bir süre içinde 1785'ten 1788'e kadar, ABD Anayasası'nı düşündü, teorileştirdi, tasarladı, geçirdi ve yürürlüğe soktu. | TED | في فترة ثلاثة أعوام فقط، من عام 1785 إلى عام 1788، حدّد، وأصدر، وصممّ، ومرّر، وحصل على التصديق للدستور الأمريكي. |
Duvarın ötesinden Nice'e kadar çene çalarsınız. | Open Subtitles | يمكنكم انتم الأثنين ان تتسليا عبر الجدار طول الطريق الى نيس |
Şimdi, bir kaç sene içinde, 2015'e kadar, transistörleri çok küçülteceğiz. | TED | الآن،و في غضون سنوات قليلة، بحلول عام 2015،سوف تتقلص الترانزستورات كثيرا. |
89'da hatırlıyorum da, oy pusulalarını saymayı bile bitirememişlerdi sabah saat 3'e kadar. | Open Subtitles | اتذكر في العام 89 لم يكونوا يكملوا عد اوراق الاقتراع حتى الثالثة فجراً |