Çocukluklarına dönerek. Ama işe yaramamıştı. Evren, etraflarında çöküyordu. | Open Subtitles | عادوا إلى الطفولة لكن الأمر لم يفلح، فقد كان الكون ينهار من حولهم |
Üzgünüm. Plevral efüzyonu durdurduk, karaciğerin neredeyse çöküyordu. | Open Subtitles | آسف، أوقفنا النزيف الجني فكاد كبدك أن ينهار |
Burası üzerimize çöküyordu. | Open Subtitles | هذا المكان ينهار علينا |
Sovyet Birliği çöküyordu. | Open Subtitles | الاتحاد السوفياتي كان ينهار. |
Maden çöküyordu. | Open Subtitles | المنجم كان ينهار |
Tavan çöküyordu. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} السقف كان ينهار. |