| Güney Bronx'ta bir bina çökmüştü, bunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل ذكرت أنه كان إنهيار مبنى في ثاوث برونكس |
| Haberlere göre kadmiyum damarları açılırken bir tünel çökmüştü ve insanlar dumandan ölüyorlardı. | Open Subtitles | الأخبار أشارت إلى أن إنهيار نفق أدى إلى تمزيق أوردة الكادميوم الكادميوم : عنصر فلزي وكان الأشخاص يموتون بسبب الأبخرة السامة |
| Sözcüğü mecazi anlamda kullanmadım, tavan bir gün oturma odamıza çökmüştü. | TED | انا لست معتاداعلى هذه الجملة المجازية في احد الايام انهار السقف في غرفة معيشتنا |
| Bizim bildiğimiz anlamdaki Kanun çökmüştü. | Open Subtitles | لذلك القانون انهار كما نعرف ومن وسط الفوضى ظهرت قوة جديدة |
| Taban o kadar paslanmıştı ki aşağı doğru çökmüştü. | Open Subtitles | كلمة صدئة متدلي حرفيا في وسطها |
| Abartısız aşağı doğru çökmüştü. | Open Subtitles | متدلى حرفياً في وسطها |
| Babam tamamen çökmüştü. | Open Subtitles | لقد فقد في إنهيار أضي |
| Moskova'da bir bina çökmüştü. | Open Subtitles | . " إنهيار مبني في " موسكو |
| Saat tam 6'da, uyandırma zili çalarken çökmüştü. | Open Subtitles | انهار في تمام الـ6 صباحاً مع دقات جرس الاستيقاظ. |
| Başbakanı koruyan güvenlik çemberi çökmüştü,.. | Open Subtitles | الأمن المحيط برئيس الوزراء انهار |
| Aniden inançları, imanları çökmüştü." | Open Subtitles | فجأة؛ انهار إيمانهم وعقيدتهم |
| Beş sene kadar önce evinin çatısı çökmüştü. | Open Subtitles | قبل 5 سنوات سقف غرفته انهار. |
| Sığınak 41 daha ben çocukken çökmüştü. | Open Subtitles | انهار الملجأ 41 في طفولتي. |