Daha sonra anladık ki benzin çöp torbalarını deliyormuş. | Open Subtitles | ثم اكتشفنا أن الوقود يتأكل أكياس القمامة |
Susan çöp torbalarını, ve Bree endüstriyel güçlendirilmiş çözücü getirdi. | Open Subtitles | و أحضرت (سوزان) أكياس القمامة و أحضرت (بري) المذيب الصناعي |
- çöp torbalarını bana taşıttaracaksın, değil mi? | Open Subtitles | هلا إخرجتي أكياس القمامة ، هل تفعلي؟ |
çöp torbalarını bulamadım. | Open Subtitles | ليس صحيحاً لم أستطع إيجاد حقائب القمامة |
çöp torbalarını bulamadım. | Open Subtitles | لم أستطع إيجاد حقائب القمامة |
Bu soytarının çöp torbalarını koyduğu yere bakacağım. | Open Subtitles | أرى أين ذلك المهرج يضع أكياس قمامته |
Birisi çöp torbalarını atıyor. | Open Subtitles | أحدهم يضع قمامته أمام منزلي |