Ellerimi çözüp de bana vurmaktan korkuyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | انت خائف من فك قيد يدي ثم تضربني، اليس كذلك؟ |
Temelde profil çıkarmaktır. İlgi alanlarının ipuçlarını çözüp ortak olanları kaydetmek. | Open Subtitles | فك رموز اشارات الاهتمام و اظهار ما يشابهها |
Blanchard, 1939'da "Bulvar Halk Bankası Soygunu" davasını çözüp... üç katili de yakalamıştı. | Open Subtitles | بليكارد قام بفك لغز سرقة البنك الوطني في 1939 |
Bilgi İşlem'dekiler keskin nişancının harici belleğini çözüp sana gönderdiler. | Open Subtitles | قام فريق التقنية بفك شفرة محرك الاقراص الخاص بـ هاتف القناص ثم أرسله لك محرك الاقراص؟ |
Yani hem kendi davamı hem sizin davanızı çözüp hem de katili tutukladığımı mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذاً تقول أنني حللت قضيتي وقضيتكم وسلمت قاتلاً ؟ |
Yani, şifreyi çözüp nerede olduğunu bulursan... | Open Subtitles | إذًا, إنْ حللت اللغز ستعرف مكانها |
Bu hızla şifreyi çözüp veriyi göndermesi 20 ila 30 dakika arası sürer. | Open Subtitles | بهذا الشكل، ستأخذ من 20 الى 30 دقيقة لفك تشفير البيانات وإرسالها الينا |
Tüm sorunlarımızı çözüp her şeyi daha güzel yapacak bir şey söyleyecektim ama ne olduğunu unuttum. | Open Subtitles | كان من شأنه حل كل مشاكلنا وجعل كل شىء أفضل فقط نسيت ما هو |
Sağ elimle matematik soruları çözüp, sol ile isimleri yazacağım. | Open Subtitles | سأستمر بحل المعادلات بيدي اليمنى بينما أكتب الاسم بيدي اليسرى |
Senden kemerini çözüp yanındaki dalı yakalamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تحل حزام الأمان و تمسك بالفرع الذي جانبك |
Bağcıklarını çözüp restorana doğru yürüyeceksin arabanın yanından geçerken de yere bakıp "hay aksi, bağcıklarım çözülmüş" diyeceksin. | Open Subtitles | فك رباط حذائك، وإتّجه للمطعم. بينما تمشي بجانب السيّارة، |
Bağcıklarını çözüp restorana doğru yürüyeceksin arabanın yanından geçerken de yere bakıp "hay aksi, bağcıklarım çözülmüş" diyeceksin. | Open Subtitles | فك رباط حذائك، وإتّجه للمطعم. بينما تمشي بجانب السيّارة، |
- Sence botu çözüp çalıştırabilir misin? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك يمكن فك قارب وسهولة الحصول عليها بدأت؟ |
İçimden bir ses bana bu kitabı çözüp tedaviyi bulabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | ..و شيئٌ ما يخبرني أنه بإمكانك فك شفرة هذا الكتاب و العثور على هذا العلاج |
Eminim şifreyi çözüp mesajı kraliçesine göndermiştir. | Open Subtitles | متأكد من إنه فك تشفيرها وبعث بها لملكته. |
Ardından ta atları çözüp ahıra götürecek ve yemleyeceğiz. | Open Subtitles | ثم إبدأ بفك الخيول و وضعها في الإسطبل و أطعمها |
Öğle yemeği bitiminde, ipi çözüp, yola koyuluyorlar Caracalla Hamamları ve terk edilmiş bir kale boyunca uzanan şehir duvarları üzerinde ilerliyorlar Ve Cestius Piramidine bir kez daha bakmaya karar veriyorlar, Üzerinde bir aydınlatma çubuğu var ve | TED | عندما ينتهون من الاكل يقومون بفك المرساة وينطلقون عبر حمامات كركالا وفوق اسوار المدينه ونقطه الحراسة المهجورة. و قرروا ان يلقوا نظرة اخيرة على هرم ساستيس الذي له قضيب الصواعق على القمة. |
Şimdi onu çözüp seni bağlıyacağım. | Open Subtitles | كلما أسرعنا بفك وثاقها،أسرعت بالخروج |
Başkomiser Holt'un bulmacasını çözüp gizli buluşma yerimizi buldum. | Open Subtitles | لقد حللت أحجية الكابتن هولت . و وجدت مكان اجتماعنا السري . |
Olayın üstüne gittiniz. 9 cinayeti çözüp Becky'nin eve dönmesini sağladınız. | Open Subtitles | لقد عملت بجِد، لقد حللت 9 جرائم قتل وأعدت (بيكي) إلى منزلها |
Her şeyin şifresini çözüp savunma duvarlarını kırabilir açık pazarları manipüle edip herkesi gözetleyebilir. | Open Subtitles | بوسعها حل تشفير أيّ شيء واختراق الجدار الناريّ الدفاعيّ والتلاعب بالأسواق والتجسس على أي أحد |
Lanetler Kitabı'nı çözüp kardeşim için tedaviyi bul. | Open Subtitles | "سوف تفكين تشفير "الكتاب الملعون و تعثرين على علاج لأخي |
Tüm sorunlarımızı çözüp her şeyi daha güzel yapacak bir şey söyleyecektim ama ne olduğunu unuttum. | Open Subtitles | كان من شأنه حل حل كل مشاكلنا وجعل كل شىء أفضل فقط نسيت ما هو |
Önemli olan, ölmeden önce formülü çözüp çözmediği. | Open Subtitles | السؤال هو هل قام بحل هذه المعادلات قبل ان يموت؟ |
Senden kemerini çözüp yanındaki dalı yakalamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تحل حزام الأمان و تمسك بالفرع الذي جانبك |