çünkü bu sefer senin durumun engelli insanın haline benziyor yürümek için koltuk değeneklerine ihtiyaç duyar, lakin onu tutması için hiçbir kolu yoktur.. | Open Subtitles | لأن هذه المرة أنت عاجز تحتاج عكازاً للمشى لكن ليس لك يدين لتحمله |
Kurt aynen hatırladığım gibiydi, hatta daha iyi, çünkü bu sefer... ortada işi bulandıran duygusal bağlar yoktu. | Open Subtitles | إنه تماماً مثلما أتذكره ..أفضل.. لأن هذه المرة |
Bu sefer boş veremem çünkü bu sefer hayatımın içine sıçmadım. | Open Subtitles | حسناً، لن أقوم بذلك هذه المرة. لأن هذه المرة لم أُخرب حياتي أنا فقط. |
çünkü bu sefer... | Open Subtitles | ... لأن تلك المرة |
çünkü bu sefer... | Open Subtitles | ... لأن تلك المرة |
çünkü bu sefer kimsenin görmediği bir şeyimiz var. | Open Subtitles | لأن هذه المره لدينا شئ لم يروه من قبل |
çünkü bu sefer makosen ayakkabılarımı ve ipek gömleğimi giymeyeceğim. | Open Subtitles | لأن هذه المرة لن أكون مرتدياً حذاء أنيق و حلة من الحرير |
çünkü bu sefer loafer ve takım elbise giyiyor olmayacağım. | Open Subtitles | لأن هذه المرة لن أكون مرتدياً حذاء أنيق و حلة من الحرير |
Bu sefer, bu toplantı için bekliyor, çünkü bu sefer kıyafetinde küçük bir gizli kamera saklıyor, kimsenin göremeyeceği bir kamera. | TED | في هذه المرة, فانها تنتظر هذا الاجتماع, لأن هذه المرة, تحمل كاميرا صغيرة مخفية في ملابسها, الكاميرا التي لا أحد يمكن أن يراها |
çünkü bu sefer kimse beni "kurtaramaz!". | Open Subtitles | ' لأن هذه المرة ' ليس هناك أحد سينقذني |
çünkü bu sefer, sana yardım için yanında olmayacağım. | Open Subtitles | - لأن هذه المره لن أكون بجانبك كى أساعدك ليس هناك طريقه أعبر بها النهر |