Beyler, biz savaş çığırtkanı değiliz ama bir parça bile zayıflık gösteremeyiz. | Open Subtitles | سادتي ، نحن لسنا دعاة حرب لكن لا يمكننا أن نُظهر ولو إشارة للضعف |
Onun savaş çığırtkanı değilde, bir Jeanne D'arc olduğunu düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | ..يُريدونا أن نعتقد ذلك انها "جوان" من دعاة السلام وليست من بعض مُشعلِى الحرب |
Geri döndüklerinde tüm yetkiyi alacağım ve sen de yalnız başına, bir savaş çığırtkanı olarak kalacaksın. | Open Subtitles | عند عودتهم، كل السُلطة ستكون لي وستجد نفسك داعية حرب وحيداً |
Savaş çığırtkanı ve zinacının teki. | Open Subtitles | إنه داعية للحرب وزاني |
Yani eski günlerdeki gibi bir karnaval çığırtkanı olurdu ve kalabalığı kızdırmaya çalışırdı ya. | Open Subtitles | انه فقط جزء من العرض انه مثل الأيام القديمة, نبّاح الكرنفال |
Yani eski günlerdeki gibi bir karnaval çığırtkanı olurdu ve kalabalığı kızdırmaya çalışırdı ya. | Open Subtitles | انه مثل الأيام القديمة, نبّاح الكرنفال عندما يحصل على الحشد الغاضب |
Belki ayyaş, belki savaş çığırtkanı ama kesinlikle bir savaşçı. | Open Subtitles | قد يكون سكير أو قد يكون مشعل للحرب لكنه بالتأكيد مقاتل |
Eğitimli eşcinsellere zaafı olan iyimser bir savaş çığırtkanı gibi bir şey kalır. | Open Subtitles | نوع من مشعل الحرب المتفائل مَع بقعة ناعمة للشواذِ المتعلّمينِ. |
BAC sadece bir grup açgözlü savaş çığırtkanı. | Open Subtitles | BAC هو مجرد حفنة من دعاة الحرب الجشع. |