Ayrıca çok da tehlikelidir. Adamotunun çığlığı, duyan kişiyi öldürebilir. | Open Subtitles | وهو خطير جدا أيضا صرخة اللقاح تقتل كل من يسمعها |
Çevre dostu kesintisiz enerjiye dönüşen süper çığlığı elde etmek için her çocuğu ideal canavarıyla buluşturuyoruz. | Open Subtitles | انظر، بني نطابق بحرص كل طفل مع الوحش المثالي لإنتاج صراخ ممتاز |
Bu yüzden çığlığı arkada bir yatak odasına kadar izledim. | Open Subtitles | لذا تتبعت صوت الصراخ إلى أن وصلت إلى غرفة النوم |
Evet. Ama mayınlar ve sihirli sıcak demirin çığlığı iyi enerji mi veriyor? | Open Subtitles | أجل , ألغام أرضية و ألعاب مقامرة سحرية تصرخ بردود أفعال إيجابية ؟ |
- Mulder, ...onun bir kız çığlığı gibi olmadığından emin misin? | Open Subtitles | - مولدر، أنت متأكّد هي أما كانت صيحة بناتية؟ |
Bambi. Bu çığlığı tanıyorum demiştim. Hareket edebilmene çok şaşırdım. | Open Subtitles | بامبي، إعتقدت أني أعرف هذه الصرخة أنا متفاجئ لرؤيتك تتحرك |
Aslında.Ben iki gece önce bir yardım çığlığı duymuştum. | Open Subtitles | هنا الشيءُ. سَمعتُه صارخ لليلتي مساعدةِ إثنتان مضتِ. |
Bu uyuşturucu işinin bir yardım çığlığı olduğunu söyledi. Belki haklıdır. | Open Subtitles | أخبرني أن المخدرات صرخة نجدة ربما يكون على حق |
Şunu da dinleyin... Canary'ninki gibi bir çığlığı bile var. | Open Subtitles | وشاهدوا هذا، إن لها صرخة، مثل صرخة كناريّة. |
Eğer daha önce gördüysem bu bir isyancının çığlığı. | Open Subtitles | شمالي؟ ، هذه صرخة الشماليين عندما أرى أي واحد منهم |
Bence bu odanın hali bir yardım çığlığı. | Open Subtitles | أود أن أقــول أن هــذا صراخ من أجــل المســاعدة |
Kadın çığlığı duyduğumda kızımla tezgâhta oturuyordum ve dönüp silahı gördüm. | Open Subtitles | كنت أجلس على المنضدة مع إبنتي عندما سمعت صراخ إمرأة و عندها إستدرت و رأيت المسدس |
çığlığı duyduğunuzda neredeydiniz? | Open Subtitles | ، أين كنتِ أثناء وقوع الحادث حينما سمعتِ الصراخ ؟ |
Kuzuların çığlığı durunca bana haber ver, olur mu? | Open Subtitles | سوف تطلعينى اذا ما توقفت الحملان عن الصراخ اليس كذلك؟ |
Şimdi, buzullarımız hızla eriyorken, bölge sadece hasta değil, yardım çığlığı da atıyor. | TED | والآن. مع ذوبان الأنهار الجليدية لدينا بسرعة. المنطقة ليست مريضة فحسب. إنها تصرخ طلبا للمساعدة.. |
Kabile günlerinde bir kadının çığlığı tehlike sinyali demekti ve erkekler avı bırakıp aileyi korumaya gelirdi. | Open Subtitles | فى ايام القبائل، المرأة تصرخ فى اشارة للخطر و الرجال يعودون من الصيد لحماية جماعتهم |
Etkisizlik, teşkilâtın savaş çığlığı haline geldi. | Open Subtitles | أصبح تقاعس صيحة المعركة للوكالة. |
Geri alsana. Şu çığlığı bir daha duymak istiyorum. | Open Subtitles | أعد تشغيل المقطع مجدداً أريد أن أسمع الصرخة |
Ölüm çığlığı hayali bir sırayı takip ediyor ve yoluna çıkan her şeyi yok ediyor. | Open Subtitles | صارخ الموت هو بعد خط وهمي، تدمير أي شيء في طريقها |
Bir gök cismi, siren çığlığı | Open Subtitles | "كجرم سماوي، بكاء صفارة الإنذار" |
Naruto, öyle savaş çığlığı atıp gösteriş yapmak iyi güzel de... | Open Subtitles | ناروتو، لا بأس بالصراخ والتباهي بقوتك، |
Az sayıda bakteri varsa sinyal molekülleri, tıpkı çölde yalnız kalmış bir adamın çığlığı gibi dağılır gider. | TED | عندما تكون البكتريا قليلة، تبتعد جزيئات الإشارة بعيدًا، مثل صرخات رجل وحيد في الصحراء. |
Ve şimdi kaosun çığlığı Demirin ruhu ile tanışmalı. | Open Subtitles | الآن صرخه الفوضى ستقابل الروح الحديدية |
İlk çığlığı, korkudan attım sonra ilk çığlığımdan korkup ikinci çığlığı da attım. | Open Subtitles | لقد صرخت في المرة الاولى للصراخ اما الصرخة الثانية فكانت من خوفي من الصرخة الاولى |
İç işlerine bir kadın çığlığı duyduğunu söylersin artık. | Open Subtitles | سنخبر الشؤون الداخلية أن الأمر بدا كصراخ إمرأة |
Onun bir çığlığı, damarlarınızdaki her bir kan damlasını dondurur. | Open Subtitles | قد تجمد صرختها الدماء في العروق |
Keşke acınası çığlığı odamdan duyulmasa. | Open Subtitles | ..أنا فقط آمل ان صرخاتها المثيرة للشفقة لا يمكن سماعها من غرفتي |