"çıkarıyorlar" - Traduction Turc en Arabe

    • يزيلون
        
    • يخرجون
        
    • يستخرجون
        
    • يسببون
        
    • يخلعون
        
    • بخلع
        
    • إنّهم ينزعون
        
    • يخلعان
        
    • بالفعل يصدرون
        
    Oradayız, Pilot... DRD'ler kapağı çıkarıyorlar. Open Subtitles نحن هناك يا قبطان الآليين يزيلون الغطاء الأن
    Ve küresel liderlerle katıldığım tartışmada, biliyorsunuz, birçoğu şimdi, problemin gelişmekte olan ekonomiler olduğunu söylüyorlar, çok fazla karbon diyoksit çıkarıyorlar. TED و في المناقشة التي حضرتها مع زعماء العالم,كما تعلمون, الكثير منهم يقول, المشكلة هي في الإقتصاد النامي, إنهم يخرجون الكثير من ثاني أكسيد الكربون.
    Toprağı kazıyorlar, tabutları çıkarıyorlar çukuru derinleştiriyorlar sonra diğer tabutları üst üste defnediyorlar. Open Subtitles في كل مرة ينبشون القبر و يستخرجون التوابيت ليحفروا القبر بشكل أعمق و من ثم يعيدوا التوابيت و يضعون عليها تابوتاً آخر
    Beyazlar bize yeteri kadar sorun çıkarıyorlar zaten. Open Subtitles فبيض البشرة يسببون لنا ما يكفي من المشاكل
    Atlamadan önce ayakkabılarını çıkarıyorlar. Open Subtitles يخلعون احذيتهم قبل ان يقفزوا
    Her 10 kayıtta bir diyelim, bir parça kıyafet çıkarıyorlar. Open Subtitles ولكن على كل .. دعينا نقول عشرة ناخبين يقومون بالتسجيل، يقومون بخلع قطعة من الملابس.
    Yemek için bilekliklerini mi çıkarıyorlar? Open Subtitles إنّهم ينزعون أساورهم لأجل الطعام
    Güreşirken yalnız kalmak isterler... çünkü üstlerini çıkarıyorlar. Open Subtitles يفضلان البقاء وحدهما عندما يفعلان ذلك لانهم يخلعان قميصهما
    Demek onları insan yapan tek şeyi kesip çıkarıyorlar. Open Subtitles إذاً فهم يزيلون الشئ الوحيد الذي يجعلهم بشراً
    Makineli tüfek mermi ocağını çıkarıyorlar ve yerine ışık takıyorlar. Open Subtitles يزيلون رافعاً ذو سلسلة ويثبتون ضوءاً كاشفاً
    Taşaklarından birini kesip çıkarıyorlar, ama genel anestezi bile yok. Open Subtitles ! يزيلون خصيتيك و لا تحصل على تخدير شامل
    Ama benim kuklalarımı çıkarıyorlar. Open Subtitles لكن بالنسبة لي كانو يخرجون دمى.
    Biliyorum senin zamanında olsa ona fahişe derdiniz ama şimdi kadınlar dışarı çıkıyor ve seks yapıyorlar ve azıtıyorlar üstlerini de çıkarıyorlar, sonra bir de fotoğraflarını çektiriyorlar. Open Subtitles وأنا موقن أنها في أيامك كانت ستعتبر عاهرة لكن هذه الأيام ، البنات صاروا يخرجون للخارج ويمارسون الجنس ويخلعون ملابسهم ويصورون صورا في تلك الوضعيات
    Hava çıkarıyorlar. Şunun gibi: Open Subtitles يخرجون الهواء، مثل:
    Biz burada vakit kaybederken donör kalbi çıkarıyorlar. Open Subtitles بينما نحن هنا نضيع الوقت هم يستخرجون قلب المتبرع
    Hâlâ kayıp olan çocukların kalıntılarını çıkarıyorlar orada. Open Subtitles مازالوا يستخرجون بقايا الأولاد المفقودين من هناك
    Bakımlı kadınlar, değerlerinden daha fazla sorun çıkarıyorlar. Open Subtitles النساء المرموقات يسببون مشاكل اكثر من ما يستحقونه
    Sana hala sorun çıkarıyorlar mı? Open Subtitles هَلْ ما زالوا يسببون لك بَعْض المشاكلِ؟
    Kadınlar her şeylerini çıkarıyorlar mı? Open Subtitles هل يخلعون النساء كل شيء؟
    Sonra onların giysilerini çıkarıyorlar, çırılçıplak kalıyorlar... Open Subtitles ...ثم يخلعون ملابسهم
    Yemeklerini bırakıp, beni sevmenin ne demek olduğunu gösteren sıcak bir ışıltının tadını çıkarıyorlar. Open Subtitles هم يقوموا بخلع سراويلهم ويجلسوا أمام الشمس الحارقة ويبدو الأمر أنهم يحبونني
    Yemek için bilekliklerini mi çıkarıyorlar? Open Subtitles إنّهم ينزعون أساورهم لأجل الطعام
    Güreşirken yalnız kalmak isterler... çünkü üstlerini çıkarıyorlar. Open Subtitles يفضلان البقاء وحدهما عندما يفعلان ذلك لانهم يخلعان قميصهما
    Ve özel güvenlik kameraları için de izin çıkarıyorlar. Open Subtitles وإنهم بالفعل يصدرون مذكرات تفتيش للتحقق من كاميرات أمنية خاصة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus