Demek siz ikiniz bu evliliği yabancılarla çıkarak kurtaracaksınız. | Open Subtitles | إذا، ستنقذون زواجكم بمواعدة غرباء. رائع. |
Bunu da onun tam zıttı biriyle çıkarak tashih ediyor. | Open Subtitles | لذا قام بعكس خطأه بمواعدة فتاة عكسها تماماً |
Daha erekte olamayan yaşlı bir herifle çıkarak şişenin dibine vurdum sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انى وصلت للقاع بمواعدة رجل عجوز غير قادر على الانتصاب |
Bundan dolayı, şahsi tecrübelerimden yola çıkarak, size bir bakış açısı sunayım; siz de bir an düşünüp, bugünün zorluklarıyla başa çıkmanın neden bu kadar zor olduğunu ve siyasetin neden kör bir vadiye doğru gittiğini belki anlarsınız. | TED | لذا اسمحوا لي، من تجربتي الشخصية ان اقدم لكم رؤية عميقة ، بحيث يكون بإمكانكم فهم السبب الذي جعل من الصعب التعامل مع تحديات اليوم ، و لماذا السياسات المتبعة اليوم تقودنا إلى طريق مظلم |
Mülküme sahip çıkarak formülüm ile ilgili bencillik yaptığımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنك تؤمن ،أنه لديّ بعض التملّك ..ونوعاً ما أنانية حول تركيبتي الخاصة بي |
Tekneleri olan erkeklerle çıkarak. | Open Subtitles | بمواعدة الرجال ذوي المراكب الشراعية. |
Öyle bir kadınla çıkarak ne yapmayı planlıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تنوي فعله بمواعدة امرأة مثلها ؟ |
Beyaz bir kızla çıkarak mı? | Open Subtitles | بمواعدة فتاه بيضاء؟ |
Peki, kendi deneyimlerimden yola çıkarak bir örnek vereceğim. | TED | حسناً، ها هو مثال من تجربتي الخاصة. |
Mülküme sahip çıkarak formülüm ile ilgili bencillik yaptığımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنك تؤمن ،أنه لديّ بعض التملّك ..ونوعاً ما أنانية حول تركيبتي الخاصة بي |