Birkaç hafta önce, merhabalaştık ve birbirimize gülümsedik ama adam, hâlâ çıkma teklifi etmedi. | Open Subtitles | قبل بضعة أسابيع القى علي التحيّة وابتسمنا، لكنه لم يسألني للخروج معه بعد |
Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. | Open Subtitles | جوشوا سيأتي، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف |
Oraya gidip ona romantik bir çıkma teklifi etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا على الوشك الذهاب إليها ودعوتها للخروج في موعد رومانسي. |
Şu anda ona çıkma teklifi etmen hakkında bir kitap yazıyor olmayı isterdim. | Open Subtitles | أجـل , حـاليـاً كنتُ أتــمنى لو أنني كــاتب كتــاب لك لتدعوها للخروج معك |
Farklı olan bir şey var bugün biri çıkma teklifi yaptı. | Open Subtitles | هذا شيئ مختلف شخص ما طلب مني الخروج معه اليوم |
Onunla çıkma teklifi için cesaret topladığımda, O gitti. | Open Subtitles | قبل ان اُجمع شجاعتي لاطلب منها الخروج معي كانت قد غادرت |
Okuldaki en iyi görünen çocuk bana lise töreni için çıkma teklifi etmişti. | Open Subtitles | الشاب ذو أفضل هيئة طلبني للخروج معه في حفل التخرج |
Danny ayağıma baktı ve sonra çıkma teklifi etti. | Open Subtitles | .دانى عالجنى .ودعانى للخروج معه |
Ona çıkma teklifi edecekmiş. Bana söyledi. | Open Subtitles | سيدعوهـا للخروج معه ، لقد أخبرني بذلك |
Alışveriş merkezindeki garip çocuk bana çıkma teklifi etti havalarındaydım. Tanrı'm. | Open Subtitles | حسناً , رجل غريب في المجمع التجاري يطلب مني الخروج معه |
Bugün bir saat kadar Joshua'laydım, ve bana çıkma teklifi etmedi. | Open Subtitles | أناكنتمع جاشوالساعةاليوم, وهو لم بطلب منني الخروج معه. |
Bana çıkma teklifi mi ediyorsun tatlı, küçük, işçi Bob? | Open Subtitles | هل تطلب مني الخروج في موعد ياعامل البناء الوسيم ؟ |
Ona çıkma teklifi etmelisin, dışarı çıkarmalı ve bir İtalyan lokantasına götürmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تطلبها في موعد وتعزمها على الطعام الإيطالي. |
Senden hoşlanıyordur da. Bence çıkma teklifi et. | Open Subtitles | ربما قد تعجب بك، يجب عليك دعوتها للخروج معك. |
Biliyomusun,bence gidip ona çıkma teklifi etmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تسئلها للخروج معك. |
Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. | Open Subtitles | جوشوا سيأتي ، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف |
Şimdi olay şu Leonard'ın bana çıkma teklifi ettiğinden haberin vardır. | Open Subtitles | أظنك تدرك أن ليونارد طلب مني الخروج |
Peki, çıkma teklifi etmeden, nasıl dışarı davet edebilirim? | Open Subtitles | فكيف اطلب منها الخروج معي بدون ان اطلب ذلك منها؟ |
Oğlanların üç tanesi bana çıkma teklifi etti. | Open Subtitles | ثلاثة من هؤلاء الاولاد طلبنى فى موعد غرامى |
En iyi arkadaşının ayrıldığı sevgilisine, çıkma teklifi etmek için ne kadar beklemek gerekir? | Open Subtitles | ما هى الفترة المعقولة ؟ قبل أن تستطيع أن تسأل صديقة صديقك المقرب السابقة لموعد غرامى |
Tamamen açmak gerekirse, sana çıkma teklifi ediyorum arkadaşça veya müzisyence deği, erkekçe. | Open Subtitles | النهاية الكاملة, انا أسالك للخروج معي ليس كصديق او عازف, بل ك رجل |
- Dostum E, bir çıkma teklifi aldı. | Open Subtitles | صديقى (إي), طلب لموعد |
Ayrıca ona çıkma teklifi falan etmeyeceğim, çünkü garip bir ev arkadaşıyla terkedilmiş bir depoda yaşıyorum. | Open Subtitles | ولن أطلب منها هذا لأنني أعيش في مُستودع مهجور ورفيق مُعقد |
Naomi'ye sana çıkma teklifi ettiğimi söylemişsin. | Open Subtitles | لقد أخبرت (نايومي) بأنني دعوتك للخروج معي |