Bir prensle çıkmak normal birisiyle çıkmaktan çok da farklı değil. | Open Subtitles | حسنا , مواعدة أمير ليست مختلفة عن مواعدة أي شخص أخر |
Hep aynı ezik tiplerle çıkmaktan bıktıysanız... | Open Subtitles | لذا إن مللتن مواعدة نفس الرجالالفاشلين.. |
Dursana, şu oğlan seçme işinden sonra bile dilediğimiz oğlanla, çıkmaktan ne alıkoyacak? | Open Subtitles | إذاً ، ما الذى سيمنع أى واحدة من مواعدة أى شخص آخر تريده ؟ حتى و إن كانت اختارته واحدة أخرى ؟ |
Yaşıtlarımızla çıkmaktan biraz sıkıldım da. | Open Subtitles | نعم، لقد مللت من مواعدة الشبان الذين بعمرنا |
Bu olanlara inanamıyorum ne yani hepiniz dışarı çıkmaktan korkuyor musunuz? | Open Subtitles | لا أصدق ما يحدث، الكل خائف من الذهاب للخارج الآن ؟ |
Bu haftanın dersinden bahsetmişken hala senden bu kadar farklı biriyle çıkmaktan memnun musun? | Open Subtitles | بالحديث عن مهمة هذا الاسبوع هل انتي موافقه على مواعدة شخص |
çıkmaktan sonra seyahat büyük bir adım. Üç aydır mı birliktesiniz? | Open Subtitles | إنها لنقلة كبيرة من مواعدة إحداهنّ للسفر بصحبتها، كم أمضيت معها، 3 أشهر؟ |
Al ile çocukken çifte randevuya çıkmaktan bahsedip gülerdik. | Open Subtitles | وأنا وآل كنا نضحك حـــول ما كُنّا نفعله في صــبانا كنا نخرج في مواعدة مزدوجة. |
Öfke sorunları olan insanlarla çıkmaktan vazgeçmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أكسر نمطي في مواعدة أشخاص لديهم مشاكل تحكم في الغضب |
Dışarıda, seksi Yale'e gitmiş biriyle çıkmaktan daha kötü şeyler var. | Open Subtitles | هناك وظائف أسوء بالخارج من مواعدة فتاة "جامعة يال" المثيرة. |
Evli bir kadınla çıkmaktan bıkmış. | Open Subtitles | لقد تعب من مواعدة امرأة متزوجة. |
çıkmaktan ziyade yatmak diyebiliriz. | Open Subtitles | انها مضاجعة أكثر مما قد أسميها مواعدة |
Bazı erkekler doktorlarla çıkmaktan hoşlanıyorlar. | Open Subtitles | بعض الرِجال يفضلون مواعدة الطبيبات |
Belki Blaine, Quinn Fabray'den daha feminen biriyle çıkmaktan yorulmuştu. | Open Subtitles | ربما (بلين)سئم جدًا من مواعدة مؤنثًا مشابه جدًا لـ(كوين فابري). |
Yapma lütfen. Öz annenle çıkmaktan daha beter şeyler vardır. - Mesela? | Open Subtitles | ارجوك هناك امور اسوء من مواعدة امك |
Pisliklerle çıkmaktan gına gelmişti. | Open Subtitles | بحقك، لقد مللت فقط من مواعدة الاوغاد |
Belki de sivillerle çıkmaktan sıkılmışımdır. | Open Subtitles | ربما أنني تعبت من مواعدة المدنيين |
-Dan Humprey'le çıkmaktan daha kötü olan tek şey Dan Humphrey'in yasını tutmak. | Open Subtitles | (الشيء الوحيد الاسوء من مواعدة (دان هو ان نصبح على الحديث عنه |
Anne Heche ile çıkmaktan daha kötüdür. | Open Subtitles | واسواء من مواعدة آن هيش |
Mahkemeye çıkmaktan korkuyor. Yapmamız gereken blöfünü görmek. | Open Subtitles | إنه خائف حتى الموت من الذهاب إلى المحكمة ما علينا إلاّ أن نتفطّن لخداعه |
Kaybedeceği kesin biriyle mahkemeye çıkmaktan daha önemli işin yok mu? | Open Subtitles | انت لاتملكين مزيد من الاشياء المهمه للعمل اكثر من الذهاب الى المحكمة مع تأكد الخساره |