"çıkmanın bir yolunu" - Traduction Turc en Arabe

• طريقة للخروج من
• مخرجاً من
• طريق للخروج من
• وسيلة للخروج من
• مخرج من
• مخرجا من
• على وسيلة للخروج
• طريقته للخروج من
• أى طريق للخروج

Ama öldü ve buradan çıkmanın bir yolunu bulamazsak, sırada biz varız.
حسناً، إنه كذلك وإذا لم نجد طريقة للخروج من هنا... سنكون التاليتين...

Şimdi eğer izin verirsen bu çatıdan çıkmanın bir yolunu bulmalıyım.
إن أذنتِ لي، يجب أن أجد طريقة للخروج من السطح.

Pekala, zamanımızı bu şeyden çıkmanın bir yolunu bulmak için kullanalım, tamam mı?
حسناً، لنستغل الوقت لنجد مخرجاً من هنا

Gel bakalım buraya. Buradan çıkmanın bir yolunu biliyor musun?
اخرج من هناك هل تعرف أى طريق للخروج من هنا؟

Üsteğmen Schultz yana yana savaştan çıkmanın bir yolunu arıyor.
الملازم شولتز هو محاولة مستميتة للحصول وسيلة للخروج من الحرب.

Düşündümde biz oturup bu işten çıkmanın bir yolunu bulmalıyız.
فكرت بأن نجلس و نتحدث... و نحاول إيجاد مخرج من هذا.

Birlikte kalalım ve... buradan birbirimizi öldürmeden çıkmanın bir yolunu bulalım.
يجب ان نتعاون ونعرف طريقة للخروج من هذا من دون قتل بعضنا البعض.

Bakın, eminim buradan çıkmanın bir yolunu buluruz.
إنظرو أنا متأكد من أننا سنجد طريقة للخروج من هنا

Buradan çıkmanın bir yolunu biliyorum ama yalnız yapamam.
لدي طريقة للخروج من هنا لكن لا أستطيع فعلها وحدي

Şimdi buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyız.
والآن يتحتّم علينا إيجاد طريقة للخروج من هنا.

Zaheer, Korra'yı yakalamadan önce buradan çıkmanın bir yolunu bulmamız şart.
يجب أن نجد طريقة للخروج من هنا قبل أن يمسك زاهير بــ كورا

Sen sadece patlayıcıları olması gerektiği gibi yerleştir ki duvarlar ve çatı içe doğru çöksün ve geçici bir mezar oluştursun sonra biz buradan çıkmanın bir yolunu buluruz.
ضعي فحسب الشحنات بشكل لائق حيث أن إنهيارالجدران ،و السقف إلى الداخل يخلق قبر مؤقت و سنكتشف نحن ، طريقة للخروج من هنا

Tavan arasından çıkmanın bir yolunu bulmalıyız.
يجب أن نجد مخرجاً من الغرفة العلوية

Ama buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyım ve sen tek umudumsun bir yolunu bulmam lazım, yani...
لكنّي أحتاج لإيجاد مخرجاً من هنا، وأنت أملي الوحيد يجب عليّ أَن أخمّن ذلك، لذا...

- Pekâlâ. Şu bok çukurundan çıkmanın bir yolunu bulalım.
هيا لنجدْ مخرجاً من هذا الهراء.

Patlayıcılar yerleştirildi. Hemen buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyız.
العبوات جاهزة، علينا إيجاد طريق للخروج من هنا وبسرعة.

Keşke buradan çıkmanın bir yolunu bulsaydık.
اتمنى اننا يمكن ان نجد وسيلة للخروج من هنا

Buradan çıkmanın bir yolunu bulmamıza yardımcı olur musun?
يمكنك مساعدتنا على إيجاد وسيلة للخروج من هنا؟

Bu savaştan çıkmanın bir yolunu bulamazsak, biz de öleceğiz.
وإذا لم نجد مخرج من هذه الحرب، سنتبعها.

Bak, burdan çıkmanın bir yolunu bulacağız. Hadi gidelim.
انظر نحن سنجد مخرجا من هنا ,لنتحرك.

Buradan dışarı çıkmanın bir yolunu bulmak için çalışmaya başlamıştı.
بدأ في محاولة العثور على وسيلة للخروج منذ اليوم الذي وصل فيه هنا

Adadan çıkmanın bir yolunu bulacaktır.
سيجد طريقته للخروج من الجزيرة