"çıktılar" - Traduction Turc en Arabe

    • خرجوا
        
    • ذهبوا
        
    • غادروا
        
    • خرجا
        
    • غادرا
        
    • رحلوا
        
    • ذهبا
        
    • ظهروا
        
    • خارجون عن
        
    • يخرجون
        
    • رحلا
        
    • تواعدا
        
    • خارجين
        
    • لقد خرجت
        
    • وغادروا
        
    Daha oyunun başında, baskılarını hissettik büyük bir eforla sahaya çıktılar. Open Subtitles أحسسنا حضورهم من بداية المباراه. عندما خرجوا بهذا الجهد والحماس المدهش.
    Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar. TED وقفت و شاهدت المدرب قاد هؤلاء النسوة في هذه الشاحنة رمادية اللون، و خرجوا بهذا النوع من التركيز الذي يخلو من التوتر.
    Akşam yemeğine çıktılar belki de sonra gece kulübüne. Anlıyorum. Open Subtitles لقد ذهبوا لتناول العشاء وربما سيسهروا فى الملهى
    Onları izledim. Aceleyle evden çıktılar. Sanırım fidyecilerle buluşacaklar. Open Subtitles لقد تبعتهم، غادروا المنزل على عجل، اعتقد إنهم في طريقهم لمقابلة الخاطفين
    Pasaportlar hakkında konuşuyorlardı. Sonra birlikte çıktılar. Open Subtitles لقد كانا يتحدثان عن جواز سفر و بعد ذلك خرجا سوية
    Hava desteği, iki düşman az önce binadan çıktılar. Open Subtitles إلى فرق الجو، اثنان من الإرهابين غادرا المبنى للتو
    Kompresörü bagaja atıp buradan çıktılar. Open Subtitles وضعوا الضاغط في مؤخرة السيارة، و رحلوا
    Sonra aptal kostümler giyip bahçeye çıktılar. Open Subtitles لذا لبسا أزياء و ذهبا إلى الساحة الخلفية
    - Evet. Vicki ve Karen. Biraz temiz hava almak için dışarı çıktılar. Open Subtitles . حسناً , فيكى و كارين خرجوا لجولة صغيرة , للحصول على بعض الهواء
    Bilmiyorum. Dolabımdan çıktılar. Sonra gölgelere gizlendiler. Open Subtitles خرجوا من دولابي لكنهم كانوا على هيئة ظلال
    Kaptan. Ood'lar kontrolden çıktılar! Open Subtitles إنهم الأوود يا كابتن لقد خرجوا عن السيطرة
    Akşam yemeğine çıktılar belki de sonra gece kulübüne. Anlıyorum. Open Subtitles لقد ذهبوا لتناول العشاء وربما سيسهروا فى الملهى
    Arka kapıdan çıktılar. Atları vardı. Onları duydum. Open Subtitles ذهبوا من الباب الخلفي, لديهم أحصنه, سمعتهم
    ...benimle beraber hapisteki çocuklar düzinelerce kez girip çıktılar. Open Subtitles كل الأولاد الذين ذهبوا معي للمركز الإصلاحي دخلوا و خرجوا من هناك عدة مرات
    - Hep birlikte 10 gibi çıktılar. Open Subtitles لقد غادروا جميعا في الساعة 10: 00 تقريبا
    Daley'in evine bir tim gönderdik. Yola çıktılar. Open Subtitles لقد ارسلنا دورية لمنزل ديلاي لقد غادروا جميعا
    Yemeğe çıktılar, onu evine götürdü ve arabada biraz oynaştılar. Oh, özür dilerim. Open Subtitles خرجا للعشاء وأقلها إلى المنزل وتبادلا القبلات قليلاً في السيارة
    İçeri girdiğini bile görmedim ama birlikte çıktılar. Open Subtitles ولم آرها حتي وهي تدخل، لكنهما غادرا معاً.
    Erken çıktılar. Demek ki haklıyım. Open Subtitles لقد رحلوا مبكراً وذلك يثبت نظريتي
    Kumrular gibi. Bu sabah da birlikte çıktılar. Open Subtitles عصفورا حب فعلاً هذا الصباح ذهبا معًا
    Seninkiler körfezin 30 km kuzeybatısında, bir Tuareg köyünde ortaya çıktılar. Open Subtitles لقد ظهروا في قرية على بعد 20 ميل شمال غرب الخليج
    Evet, gerçekten kontrolden çıktılar dostum. Open Subtitles أجل إنهم خارجون عن السيطرة يا صديقي
    Ve bir kere yola çıktılar mı öyle yavaş sürerler ki. Open Subtitles ومن ثم عندما يخرجون إلى الطريق يقودون ببطء شديد
    - Her şey tahmin ettiğiniz gibi ilerliyor. Bu sabah cinin lambasını bulmak için yola çıktılar. Open Subtitles يسير كلّ شيء كما توقّعتِ رحلا صباحَ اليوم لإحضار قارورة المارد
    Bir süre çıktılar, ama kraliçe Clyde gibi biri için fazla saf. Open Subtitles - تواعدا لفترة لكن الملكة نقية جداً لأمثال كلايد إنه يحتاج إمرأة حقيقية
    İşte gidiyorlar, Horace, dostum, akşam gezilerine çıktılar. Open Subtitles أنهم يذهبون أنهم خارجين عن الدستور المسائي
    Tabii ki kuş onlar. Kuş yuvasındaki yumurtalardan çıktılar, bu yüzden kuş onlar. Düz mantık. Open Subtitles بالتأكيد هي طيور، لقد خرجت من بيوض بعش طائر لذا فهي طيور، نتيجة طبيعية
    Seni beklemekten sıkıldılar. Bir saat önce çıktılar. Open Subtitles لقد سئموا الانتظار وغادروا قبل ساعة ونصف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus