Daha oyunun başında, baskılarını hissettik büyük bir eforla sahaya çıktılar. | Open Subtitles | أحسسنا حضورهم من بداية المباراه. عندما خرجوا بهذا الجهد والحماس المدهش. |
Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar. | TED | وقفت و شاهدت المدرب قاد هؤلاء النسوة في هذه الشاحنة رمادية اللون، و خرجوا بهذا النوع من التركيز الذي يخلو من التوتر. |
Akşam yemeğine çıktılar belki de sonra gece kulübüne. Anlıyorum. | Open Subtitles | لقد ذهبوا لتناول العشاء وربما سيسهروا فى الملهى |
Onları izledim. Aceleyle evden çıktılar. Sanırım fidyecilerle buluşacaklar. | Open Subtitles | لقد تبعتهم، غادروا المنزل على عجل، اعتقد إنهم في طريقهم لمقابلة الخاطفين |
Pasaportlar hakkında konuşuyorlardı. Sonra birlikte çıktılar. | Open Subtitles | لقد كانا يتحدثان عن جواز سفر و بعد ذلك خرجا سوية |
Hava desteği, iki düşman az önce binadan çıktılar. | Open Subtitles | إلى فرق الجو، اثنان من الإرهابين غادرا المبنى للتو |
Kompresörü bagaja atıp buradan çıktılar. | Open Subtitles | وضعوا الضاغط في مؤخرة السيارة، و رحلوا |
Sonra aptal kostümler giyip bahçeye çıktılar. | Open Subtitles | لذا لبسا أزياء و ذهبا إلى الساحة الخلفية |
- Evet. Vicki ve Karen. Biraz temiz hava almak için dışarı çıktılar. | Open Subtitles | . حسناً , فيكى و كارين خرجوا لجولة صغيرة , للحصول على بعض الهواء |
Bilmiyorum. Dolabımdan çıktılar. Sonra gölgelere gizlendiler. | Open Subtitles | خرجوا من دولابي لكنهم كانوا على هيئة ظلال |
Kaptan. Ood'lar kontrolden çıktılar! | Open Subtitles | إنهم الأوود يا كابتن لقد خرجوا عن السيطرة |
Akşam yemeğine çıktılar belki de sonra gece kulübüne. Anlıyorum. | Open Subtitles | لقد ذهبوا لتناول العشاء وربما سيسهروا فى الملهى |
Arka kapıdan çıktılar. Atları vardı. Onları duydum. | Open Subtitles | ذهبوا من الباب الخلفي, لديهم أحصنه, سمعتهم |
...benimle beraber hapisteki çocuklar düzinelerce kez girip çıktılar. | Open Subtitles | كل الأولاد الذين ذهبوا معي للمركز الإصلاحي دخلوا و خرجوا من هناك عدة مرات |
- Hep birlikte 10 gibi çıktılar. | Open Subtitles | لقد غادروا جميعا في الساعة 10: 00 تقريبا |
Daley'in evine bir tim gönderdik. Yola çıktılar. | Open Subtitles | لقد ارسلنا دورية لمنزل ديلاي لقد غادروا جميعا |
Yemeğe çıktılar, onu evine götürdü ve arabada biraz oynaştılar. Oh, özür dilerim. | Open Subtitles | خرجا للعشاء وأقلها إلى المنزل وتبادلا القبلات قليلاً في السيارة |
İçeri girdiğini bile görmedim ama birlikte çıktılar. | Open Subtitles | ولم آرها حتي وهي تدخل، لكنهما غادرا معاً. |
Erken çıktılar. Demek ki haklıyım. | Open Subtitles | لقد رحلوا مبكراً وذلك يثبت نظريتي |
Kumrular gibi. Bu sabah da birlikte çıktılar. | Open Subtitles | عصفورا حب فعلاً هذا الصباح ذهبا معًا |
Seninkiler körfezin 30 km kuzeybatısında, bir Tuareg köyünde ortaya çıktılar. | Open Subtitles | لقد ظهروا في قرية على بعد 20 ميل شمال غرب الخليج |
Evet, gerçekten kontrolden çıktılar dostum. | Open Subtitles | أجل إنهم خارجون عن السيطرة يا صديقي |
Ve bir kere yola çıktılar mı öyle yavaş sürerler ki. | Open Subtitles | ومن ثم عندما يخرجون إلى الطريق يقودون ببطء شديد |
- Her şey tahmin ettiğiniz gibi ilerliyor. Bu sabah cinin lambasını bulmak için yola çıktılar. | Open Subtitles | يسير كلّ شيء كما توقّعتِ رحلا صباحَ اليوم لإحضار قارورة المارد |
Bir süre çıktılar, ama kraliçe Clyde gibi biri için fazla saf. | Open Subtitles | - تواعدا لفترة لكن الملكة نقية جداً لأمثال كلايد إنه يحتاج إمرأة حقيقية |
İşte gidiyorlar, Horace, dostum, akşam gezilerine çıktılar. | Open Subtitles | أنهم يذهبون أنهم خارجين عن الدستور المسائي |
Tabii ki kuş onlar. Kuş yuvasındaki yumurtalardan çıktılar, bu yüzden kuş onlar. Düz mantık. | Open Subtitles | بالتأكيد هي طيور، لقد خرجت من بيوض بعش طائر لذا فهي طيور، نتيجة طبيعية |
Seni beklemekten sıkıldılar. Bir saat önce çıktılar. | Open Subtitles | لقد سئموا الانتظار وغادروا قبل ساعة ونصف |