| çalışkan bir işçiydi, ki bu da yeterince çalışan olmadığı için işimize geliyordu. | Open Subtitles | لقد كان يعمل بجد , و كان مثاليا بالنسبة لعدم وجود عاملين كثر |
| Aynı zamanda Korby'nin, özel, cesur ve çalışkan bir denizci olduğunu da yazdım. | Open Subtitles | شجاعا ، و بحارا يعمل بجد حتى خلال المعركة كان مهرجا، أليس كذلك ؟ |
| Biz daha çok çalışkan bir kunduz... ah, bu benzetmeyi yapamayacağım. | Open Subtitles | ...نحن أشبه بقُندس يعمل بجد لــ لن أستطيع إنهاء هذه الإستعارة |
| Onun için sadece bir iş olduğunun farkındayım ama tanıdığım tüm babalardan daha çalışkan bir babaydı. | Open Subtitles | . كان مجرد يوم عمل بالنسبة له لكني أعرف أنه يعمل بجد أكثر . من كثير من الآباء الآخرين |
| Yakında bu kişinin fedakar bir baba, adanmış bir koca, ...çalışkan bir öğretmen ve yazar ve cinayet işleyemeyecek biri olduğunu öğreneceksiniz. | Open Subtitles | بل هو شخص ستعرفه بأنه.. أب مكرّس نفسه، وزوج ملتزم أستاذ وكاتب يعمل بجد. |
| Yeni müdür, işine sadık ve çok çalışkan bir eleman. | Open Subtitles | المدير الجديد هو عامل يعمل بجد واخلاص |
| O çok saygıdeğer ve çalışkan bir genç adam Bayan Jamieson! | Open Subtitles | إنه رجل محترم و يعمل بجد ,سيدة جيمسون |
| Bizim departmanımız daha çok, fındıklarını depolayan çalışkan bir sincap gi... | Open Subtitles | الأمر أشبه بسنجاب يعمل بجد ليضع جوزاته في... |
| - ...ve çalışkan bir siber uzmandı. | Open Subtitles | مخلص و يعمل بجد |
| O akıllı, çalışkan bir köle. | Open Subtitles | إنه ذكي وعبد يعمل بجد |