Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, araştırmacılar eBay'e beysbol kart reklamları yerleştirdiler. | TED | في دراسة حديثة، وضع الباحثون إعلانات على إي باي لبيع كروت بيسبول. |
Son zamanlardaki bir çalışmada, kanıtlar göstermiştir ki, demokrasinin ne kadar sürebileceğinde gelir en büyük belirleyicidir. | TED | في دراسة حديثة اظهر الدليل بان الدخل هو اعظم محدد الى مدة استمرار الدمقراطية |
Bir çalışmada yol kenarına oyuncak yılan ve kaplumbağa konulmuş ve sürücülerin yılana daha fazla çarptığı, oyuncak hayvanlara çarpan sürücülerin de yüzde 3'ünün bunu kasıtlı yaptığı görülmüş. | TED | في دراسة حيث وضعت حية مزيفة وسلحفاة مزيفة على جنب الطريق، قام السائقون بلقيادة فوق الحية اكثر من السلحفاة وحوالي 3 بالمئة من السائقين الذين ضربوا بسياراتهم الحيوانات المزيفة |
Size bahsedeceğim çalışmada, işbirliği yaptığım kişiler dirilen bir bitkide keşfettiğimiz kuraklık uyarılmış başlatıcıları kullandılar. | TED | و في الدراسة التي سأتكلم عنها، وضع معاونيّ مشغلا يعمل بالجفاف، اكتشفناه في نبات مقاوم للجفاف. |
Ölmeden önce Dani Zuber'la yüzleşmiş. çalışmada bir sorun varmış. | Open Subtitles | داني واجهت زبير , بأنه هناك شيء خطأ مع الدراسه |
Bu çalışmada gördüğümüz, şaşırtıcı biçimde anahtar parolaların o kadar da iyi olmamalarıdır. | TED | ما اكتشفناه في هذه الدراسة كان مفاجئًا وهو أن عبارات المرور لم تكن جميعها جيدة فعلًا |
Başka bir çalışmada; cıvık mantar belirli aralıklarda soğuk havaya maruz bırakıldı. | TED | في دراسة أخرى: تم تعريضه لهواءٍ بارد على فترات متزامنة |
2005'de Brendan Nyhan ve Jason Reifler tarafından yapılan bir çalışmada Amerikalılar'ın, Irak Savaşı'yla ilgili fikirlere yönelik tutumlarını inceledi. | TED | في دراسة قام بها براندون ناين وجيسون رايفلر عام 2005 اختبروا مواقف الأمريكيين بخصوص تبريرات الحرب على العراق. |
Başka bir çalışmada, başarısızlıktan sonra kendilerinden daha kötü yapan birini aradılar böylece bu kişiyi bulunca kendilerini daha iyi hissedeceklerdi. | TED | في دراسة أخرى، بعد الفشل، بحثوا عن شخص كان اداؤه أسوأ من أدائهم ليشعروا بشعور جيد تجاه انفسهم. |
Klinik öncesi çalışmada, bu bölgesel tedaviye alınan karşılığın 12 kat daha fazla olduğunu kanıtlamıştık. | TED | في دراسة قبل السريرية، أثبتنا أن هذه المقاربة الموضعية قادرة على تحسين حتى نسبة 12 مرة الاستجابة للعلاج. |
Böyle büyük bir atılım yapabilirsek Costa Rica’da yaptığımız bir çalışmada aşağıda keşfedilmeyi bekleyen başka bir şey olduğunu hayal edin. | TED | لو أننا نستطيع إحداث طفرة كبيرة فقط في دراسة أجريناها في كوستاريكا، وحينها، تخيّل ما الذي بانتظارنا اكتشافه بالأسفل. |
Belki tüm bunlar bittiğinde başka bir çalışmada bizle birlikte olursun. | Open Subtitles | ربما تنخرط في دراسة آخرى عندما ينتهي هذا الامر |
Belki tüm bunlar bittiğinde başka bir çalışmada bizle birlikte olursun. | Open Subtitles | ربما تنخرط في دراسة آخرى عندما ينتهي هذا الامر |
Bu tescilli bir ilaç ve tıbbi bir çalışmada kullanılıyor. | Open Subtitles | انه من ملكية و مستخدم حاليا في دراسة الطبية. |
Sadece birkaç ay önce yayımladığımız bir çalışmada, bu soruya cevap bulduk. Çünkü bu çalışmayı farklı kılan yönü insanları stresli bir duruma solacak şekilde düzenlenmesiydi. | TED | في دراسة نشرناها منذ بضعة أشهر مضت، لدينا إجابة على هذا السؤال، لأن ما كان غير عادي حول هذه الدراسة هو رتبنا للناس الحصول على خبرة مجهدة للغاية. |
İngiliz üst düzey yönetici tedarik eden Green Park tarafından yapılan bir çalışmada, FTSE 100 şirketlerinin yarısından fazlasının üst yönetiminde beyaz olmayan bir başkanın olmadığı ortaya çıktı. idari veya bağımsız. | TED | و في دراسة قامت بها غرين بارك، وهي مؤسسة بريطانية لكبار المزودين للمدراء التنفيذيين، نجد أن أكثر من نصف الشركات المائة الأولى ليس لها قيادي غير أبيض في مستوى مجالسها، مدراء تنفيذيين أو غير ذلك. |
5.000 hastanın yer aldığı bir çalışmada, özel sağlık sigortasına sahip, yani bir yerde çalışan hastaların yüzde 24'ü hâlâ yiyecek sıkıntısı çekiyordu ve barınacak yer, ulaşım ve diğer temel imkânları bulma konusunda zorlanıyordu. | TED | في دراسة أجريت على ٥٠٠٠ مريض، ٢٤٪ ممن يملكون تأمين صحي تجاري— بمعنى، أن لديهم وظيفة يصارعون من أجل الغذاء، المسكن أو المواصلات أو الموارد الأساسية الأخرى. |
İkinci çalışmada, pozitif ve negatif iki değeri dahil ettik. | TED | في الدراسة الثانية، وضعنا قيمتين، قيمة إيجابية وأخرى سلبية. |
Yani birinci çalışmada, belirsiz durumda, çocuğu izliyorum. | TED | في الدراسة الأولى، الحالة الغامضة، أنا حاليًا أشاهد الطفلة، |
İkinci çalışmada iki kumanda var, biri pozitif ve biri negatif değer. | TED | في الدراسة الثانية، هناك جهازي تحكم، الأول ذو قيمة إيجابية والآخر ذو قيمة سالبة. |
Hayır, çalışmada romantik çift diyor. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، الدراسه تشير الي الشركاء العاطفيين |