| Fakat 9. Anayol'daki çukurları tamir etmeye çalışmak gibi bir şey. | Open Subtitles | ولكنها أشبه بمحاولة اصلاح تلك الحفر على الطريق السريع التاسع. |
| Beyzbol sahasında futbol oynamaya çalışmak gibi bir şey. | Open Subtitles | الأمر أشبه بمحاولة لعب كرة القدم في ملعب للبيسيبول |
| Kasırgayı durdurmaya çalışmak gibi bir şey bu yaptığınız. | Open Subtitles | الأمر أشبه بمحاولة الوقوف في وجه إعصار لإيقافه! |
| Bir doktor şöyle demişti; göğsünde bir fil otururken nefes almaya çalışmak gibi bir şey. | TED | انها في الاساس مثل محاولة التنفس ، كما قال طبيب في حين وجود فيل واقفٌ على صدرك |
| Aynen schpupel şampiyonu Fjurg Van Der Ploeg'i 'schpupel' maçında yenmeye çalışmak gibi bir şey. | Open Subtitles | إنها مثل محاولة هزيمة بطل لعبة شبوبل فيروق فان دير بليوق في لعبة الشبوبل |
| MI6 veritabanına girmeye çalıştım, ancak bu Karpinsky paradoksunu çözmeye çalışmak gibi bir şey.. | Open Subtitles | حاولت إختراق الحاسب الرئيسي للمخابرات البريطانية لكن هذا مثل محاولة حل مفارقة "كاربنيسكي" |
| Tüm hayatı boyunca kör olan birine renkleri anlatmaya çalışmak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | إنها مثل محاولة الشرح عن الألوان... لشخص أعمى طول حياته |
| Bu, rüzgârı ya da güneşi kontrol etmeye çalışmak gibi bir şey. | Open Subtitles | إنها مثل محاولة التحكم بالرياح أو الشمس |
| Matrix'e girmeye çalışmak gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل محاولة الإختراق المصفوفة |
| Domuz kulağından ipek çanta yapmaya çalışmak gibi bir şeydi. | Open Subtitles | هذا كان حقّاً مثل محاولة صنع |