Size telefonda anlatmaya çalıştığım gibi Bollywood tam olarak benim alanım değil. | Open Subtitles | كما حاولت التوضيح لك ,عبر الهاتف السينما الهندية ليست بالضبط منطقتي |
Sizi uyarmaya çalıştığım gibi onu da uyarmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت تحذيرها تماماً كما حاولت تحذيركما. |
Umarım akıllıca idare edersiniz, tıpkı benim yapmaya çalıştığım gibi. | Open Subtitles | أتمنى أن تتصرف بحكمة كما حاولت أن أكون |
Gündüz vardiyasında, sekizden dörde kadar. Efendim, açıklamaya çalıştığım gibi... | Open Subtitles | في نوبة النهار من الثامنة إلى الرابعة لكن سيدي مثلما حاولت أن أشرح... |
Sen aydınlatmaya çalışıyorum tıpkı yüzyıllar önce yapmaya çalıştığım gibi. | Open Subtitles | I'm illuminating you, مثلما حاولت قبل عدة قرون, |
Söylemeye çalıştığım gibi, sondajımız yoktu. İhtiyaç duymadık. | Open Subtitles | كما كنت أحاول القول أننا لم نقم بأعمال حفر كبيرة |
Kardeşine de söylemeye çalıştığım gibi bu yaştaki kadınlar fena halde güvenilmezdirler. | Open Subtitles | كما كنت أحاول أن أخبر أخيك النساء العازبات في هذا العمر غير مستقرات بشكل كامل |
Seninle konuşmaya çalışıyorum, aynen Sarah'ın evinde seninle konuşmaya çalıştığım gibi ve yine aynen seni buraya gelirken on kez aradığımda seninle konuşmaya çalıştığım gibi. | Open Subtitles | حسنا، أنا أحاول التحدث معك (كما حاولت عندما غادرت منزل (سارا كما حاولت عندما اتصلت بك 10 مرات في طريقي الى هنا |
Cottonwood'da çözmeye çalıştığım gibi mi? | Open Subtitles | كما حاولت إنجاح الأمر في (كوتنوود)؟ |
Sam'e yapmaya çalıştığım gibi. | Open Subtitles | كما حاولت أن أفعل مع (سام) |
Bakın, başınıza gelenler için üzgünüm, ama deminden beri açıklamaya çalıştığım gibi artık Kuvira için çalışmıyoruz. | Open Subtitles | , أسمعوا , أنا آسف لما حدث لكم جميعا , لكن كما كنت أحاول توضيحه نحن لا نعمل لصالح (كوفيرا) بعد الآن |