| Bu makineyi çalıştırmak için tüm işlemcilerimi ve enerjimi harcayacağım. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر كل طاقتي وقدرتي في المعالجة لتشغيل آلة الزمن |
| Her sistemin başa çıkmak zorunda olduğu çevresel sorunlardan biri işletme maliyetidir. Yani sistemi çalıştırmak için gerekenlerin sağlanması. | TED | وأحد هذه التحديات البيئية التي على كل نظام أن يتعامل معها هي تكاليف التشغيل، ما الذي يلزمه لتشغيل هذا النظام. |
| Biliyor musun, şu an, o şeyi çalıştırmak için iyi bir zaman. | Open Subtitles | أتعرفين, إنه الوقت الجيد لتشغيل هذا الشيء |
| Evet, ama onu çalıştırmak için gücümüz yok. Şimdi var. | Open Subtitles | بالطبع ، لكن لا سبيل لدينا لتشغيله لدينا الآن |
| Zaman Çarkını çalıştırmak için, bunu içine sokman lazım. | Open Subtitles | لتنشّط العجلة الذهبيّة، فيجب أن تُدخِل (ليغا) |
| Kalbinizi çalıştırmak için elektrik şoku verdik. | Open Subtitles | اضطررنا إلى صدمك بالكهرباء حتى يعمل قلبك |
| Yani Kadimler demiş ki, boşver gitsin aşağıda kalkanı çalıştırmak için bir sürü enerji var. | Open Subtitles | اعتقد العلماء أنه مصدر وافر من الطاقة لتشغيل الدرع |
| Evet, verdiğimiz enerjinin bir kısmı cihazı çalıştırmak için kullanılıyor. | Open Subtitles | نعم , نسبة ضئيلة من الطاقة تُستنزف لتشغيل الجهاز |
| Ana sistemleri çalıştırmak için bile çok az enerjimiz var. | Open Subtitles | لدينا بالكاد طاقة كفاية لتشغيل الانظمة الرئيسية |
| Ana sistemleri çalıştırmak için bile çok az enerjimiz var. | Open Subtitles | لدينا بالكاد ما يكفي من الطاقة لتشغيل الانظمة الرئيسية. |
| Ana sistemleri çalıştırmak için bile çok az enerjimiz var. | Open Subtitles | لدينا بالكاد ما يكفي من الطاقة لتشغيل الانظمة الرئيسية. |
| Ana sistemleri çalıştırmak için bile çok az enerjimiz var. | Open Subtitles | لدينا بالكاد ما يكفي من الطاقة لتشغيل الانظمة الرئيسية |
| Eğer Shakri insanların kalplerini durdurmak için küpleri kullandıysa. Bingo! Biz de tekrar çalıştırmak için kullanacağız. | Open Subtitles | الشاكري إستعمل المكعبات لإيقاف قلوب الناس نحن سَنَستعملهم لتشغيل قلوبهم مرة ثانية |
| Mazotlu'dan vazgeçeceğini sanmıyordum ama, bu şeyi çalıştırmak için bir arkeoloğa ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك جديد في معرفة ، هكذا محركات لكننا بحاجة لعالم آثار لتشغيل هذا الشيء |
| Telsiz vericisini çalıştırmak için o santrale ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إننا بحاجة لتلك الطاقة لتشغيل محظة الإرسال. |
| Julia Walsh Ortadoğu masasını çalıştırmak için onu geri getiriyor. | Open Subtitles | جوليا الش اعادتها لتشغيل مكتب الشرق الأوسط |
| Ağı çalıştırmak için gece yarısına kadar vaktin var, yoksa oğlun eve dönemeyecek. | Open Subtitles | ولديك فرصة حتى منتصف الليل لتشغيل الشبكة، وإلا لن يعود إليك |
| Tom, şu an internetteyim ve yetkililer onu çalıştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. | Open Subtitles | طوم ، أنا داخل الإنترنت مسئولي الحكومة يقدمون ما بوسعهم لتشغيله مرة أخرى |
| çalıştırmak için 15 metre yakın olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون على إرتفاع خمسين قدماً لتشغيله |
| Ama çalıştırmak için güç verecek bir şey lazım. | Open Subtitles | من أجل تشغيله، ونحن بحاجة إلى شيء لتشغيله. |
| Zaman Çarkını çalıştırmak için, bunu içine sokman lazım. | Open Subtitles | لتنشّط العجلة الذهبيّة، فيجب أن تُدخِل (ليغا) |
| Kalbini çalıştırmak için şok vermek zorunda kaldık. | Open Subtitles | اضطررنا إلى صدمك بالكهرباء حتى يعمل قلبك |
| Topraklama istasyonlarını etkisiz hâle getirirsek... o enerji kalkan jeneratörlerini çalıştırmak için kullanılabilir. | Open Subtitles | اذا استطاعنا تعطيل القاعدة الاساسية فيمكن ان تستخدم الطاقة لشحن مولدات الدرع |
| Çünkü sabit disk bilgisayarı çalıştırmak için aşırı yetersiz. | Open Subtitles | لأن القرص البصري أضعف من أن يقوم بأي شيء. |