Tam olarak çalmak değil. Onu özgür bırakmak. | Open Subtitles | انها ليست سرقة قرد اعنى , انها تحرير قرد |
çalmak değil, anne. Bütün paramı kırmızı ayıcığı kapmak için verdim ama pençe makinası bir türlü vermedi. | Open Subtitles | ليست سرقة يا أمّي ، وضعت مالي كله لأحصل على هذا الدب الأحمر |
Hey, hey, hey, geldiğim yerde bu çalmak değil, çöpçü haklarıdır. | Open Subtitles | من أين أنا أتى, إنها ليست سرقة إنها أخذ صحيح. |
Hayır, çalmak değil. | Open Subtitles | كلاّ، لم أسرق شيئاً هذا كشف حساباتي المصرفية قمت بسرقة نقودي ؟ |
Hayır, çalmak değil. | Open Subtitles | كلاّ، لم أسرق شيئاً هذا كشف حساباتي المصرفية قمت بسرقة نقودي ؟ |
Benim kitabımda bu çalmak değil. | Open Subtitles | في كتابي، ذلك ليس سرقة. |
Yani, insanın parasını çalmak değil. | Open Subtitles | أعني، ليس سرقة أموال الناس |
Kavga mı çıktı ? - 30 ya da 40 $ için mi ? Bu çalmak değil. | Open Subtitles | هذه ليست سرقة إنّه بقشيش ، لقد تفهّم (دوني) ذلك |
Bu, çalmak değil. | Open Subtitles | -هذه ليست سرقة |