-Lana senin yaşındayken spor araba çalmaktan daha kötü şeyler de yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بأعمال أسوء من سرقة سيارة رياضية عندما كنت في عمرك |
Senin de silah deposundan silah çalmaktan başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لذا لم يكن لك خيار سوى سرقة الأسلحة من المستودع |
Senin de silah deposundan silah çalmaktan başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لذا لم يكن لك خيار سوى سرقة الأسلحة من المستودع |
40 dolar çalmaktan 8 yıI ve yüz kızartıcı suçtan ihraç mı alıyorsun? | Open Subtitles | أنك أخذت عقوبة ثمان سنوات وعقوبة الفصل لسرقة 40 دولار. |
Bunları yok etmeliyiz. Kanıt çalmaktan bahsediyorsan, bu çok büyük bir suç. | Open Subtitles | إذا كنت تفكر بسرقة الأدلة هذه جريمة كبرى |
Bence, çalmaktan daha tatmin edici tutumlu bir yaşayış bulacaksınız. | Open Subtitles | أعتقد انك ستجد الاقتصاد بالمعيشة مرضيًا أكثر من السرقة |
20 yıl önce onları karpuz çalmaktan asarlardı. | Open Subtitles | منذ عشرين سنة كانوا يشنقونهم على سرقة بطيخة |
Araba çalmaktan anlamıyorsun. Ne? ! | Open Subtitles | أنت لا تعلم بالأمر الأول عن سرقة السيارة |
Polis arabası çalmaktan tutuklusunuz. | Open Subtitles | جميعكم مقبوض عليكم بتهمة سرقة سيارة شرطة |
Paramı çalmaktan vazgeçmen için ne yapmalıyım? | Open Subtitles | مالذي سأحتاج فعله لكي أوقفك من محاولة سرقة مالي؟ |
Seni motosiklet çalmaktan tutukluyorum tutuklamaya direnmekten, ve şeytan gibi sürmekten. | Open Subtitles | انا لك على اعتقال سرقة سيارة ، مقاومة الاعتقال ، ويقود مثل شعبة. |
Bu petrolün Kuveyt tarafından ihraç edilmesi, ...doğal kaynaklarımızı çalmaktan başka birşey değildir. | Open Subtitles | إستخراج هذا النفط يعتبر سرقة من مصادرنا الطبيعية |
Bir dakika önce bir elf ile tartışıyorken, bir dakika sonra kendini, bütün altınlarını çalmaktan başka amacı olmayan bir trol ile kapışırken bulabiliyorsun. | Open Subtitles | تستطيع في دقيقة أن تقاتل قزم وبعد ذلك يمكنك أن تقاتل أقوى قزم والذي لا يريد شيئا أكثر من سرقة ذهبك و تركك فارغ اليدين |
Komutanım, tenekelerden birini çalmaktan mı bahsediyorsunuz? | Open Subtitles | سيدى, انت تتحدث عن سرقة واحدة من المعدنيون ؟ |
Boya çalmaktan, Afro kulubesi soymaya kadar. | Open Subtitles | و شم الطلاء المسروق, و حتى سرقة جمعية السود |
Leavenworth'ta 500 dolar çalmaktan yargılanmak hafifletici bir sebep. | Open Subtitles | الحكم عليك بدخول ليفينورث لسرقة مبلغ 500 دولار ، هذا تخفيف للحكم |
Büyük araba hırsızlığı için araba çalmaktan tutuklandım. | Open Subtitles | انا مسجون لسرقة السيارات لسرقة سيارات كبيرة |
Kanıt çalmaktan bahsediyorsan, bu çok büyük bir suç. | Open Subtitles | إذا كنت تفكر بسرقة الأدلة هذه جريمة كبرى |
Dört milyon dolar çalmaktan hüküm giymiş bir adam.. | Open Subtitles | بسرقة 4ملايين دولاء ولم يتحدث إلى ابنته منذ سنوات |
Yaptığım her şey çalmaktan daha kötü boklara bulaşmıştım bu arada şuursuzcaydı. | Open Subtitles | ...كل شيء أقدمت عليه ،كان أشنع من السرقة بالمناسبة وفعلته بشكل أعمى... |
ATM işleriyle onu oyala ama şimdilik çalmaktan uzak dur. | Open Subtitles | طمعهُ بفتح جهاز الصراف الآلي، لكن أجّل السرقة الآن. |
Derek: Hafıza. Adam: Hafızan inanılmaz, her konserde dinleyicilerden Derek'in çalmaktan hoşlanabileceği bir parça önererek katılmalarını istiyoruz. | TED | دِيرِيك: الذاكرة. أدم: ذاكرتك مدهشة بالفعل، ففي كل حفل نحييه، نطلب من الجمهور المشاركة، بأن يقترح عزف مقطوعة على دِيرِيك. |
Sonunda, yeteneklerini kaybederler, veya daha vahimi, çalmaktan tümüyle vazgeçerler. | TED | ونتيجة لذلك يفقدون مواهبهم، والأسوأ من هذا أنهم قد يمتنعون عن العزف تمامًا. |