"çamurun" - Traduction Turc en Arabe

    • الطين
        
    • الوحل
        
    • الطينِ
        
    • بالطين
        
    • بالوحل
        
    Qular ve komşuları suların çekilmesiyle çamurun içine bulanmış tüp çukurlarını arıyorlar. Open Subtitles وقد قوص وجيرانها البحث عن الاصداف في المد والجزر المنخفضه في الطين
    Parça beyaz bir tişörtle son buluyordu. Bir çubukla çamurun içine saplanmıştı. Open Subtitles منتهياً بي المطاف بالعثور على قميص أبيض مطمور في الطين بواسطة عصى.
    Baldrick, sen çamurun içine uzan ve rahibeyi canlandır. Open Subtitles بولدريك, ستستلقي في الطين وستكون انت الراهبة.
    Uzun süre iyi olan adamlar, çamurun içinde yuvarlanmak ister. Open Subtitles الرجال الذين ظلوا طويلا جيدون, يشتاقون الى التمرغ فى الوحل
    Onlar artık çamurun veya kar'ın hayalarına son vermesini bekliyorlardı. Open Subtitles ينتظر المرء منهم أن يلتَقِمَه الوحل والجليد. ‏
    Bilerek çamurun içine doğru sürüyor, oğlumun kanını silmek için. Open Subtitles تقود مباشرة نحو الوحل, بشكل مقصود لتغسل عن سيارتها دماء ولدي.
    Uzun zaman önce çamurun üstüne yağmur yağdı ve taşa dönüştü. Open Subtitles منذ فترة طويلة، سقطت الأمطار على الطين وأصبح الصخر.
    Çamur hakkında birşey bilmek mi istiyorsun? Ben çamurun ne olduğunu biliyorum! Open Subtitles أتريدِ أن تعرفِ عن الطين أنا أعرف عن الطين
    Avlanan, gagalayan ya da çamurun içinde dolaşan her türlü çiftlik hayvanının önünde soyunmuşluğum var. Open Subtitles لقد سلبت أمام كلب مخلوق في الفناء يطارد أو ينقر في الطين
    Cesedini 9. bölgede çamurun içinde bulduk. Open Subtitles لقد وجدنا هذا في الحي التاسع صامد في الطين
    Şaka bir yana, bu çamurun arasında oturup, suyun dibini boylamak için bekleyemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا الجلوس على كومة الطين بانتظار أن نكون تحت الماء
    Bu lastik izleri çamurun içinde. Open Subtitles أن آثار الإطارات هذه موجودة هنا على الطين
    Yüz yıllar önce, çamurun içinden cennetin hediyesini çıkardık. Open Subtitles قبل قرون كنا سُحِبنا منها من الطين بتلك الهدية من السماء
    İnsanlar sürünerek çamurun içinden çıktılar. Open Subtitles إنه كذلك منذ أن كان الأنسان يزحف خارج الوحل
    Belki de aradığımı burada çamurun içinde buldum. Open Subtitles ربما وجدت أخيرا هدفى .. وجدته هنا فى الوحل
    Ben çamurun içinde yuvarlanırken beni birilerinin seyretmesine ihtiyacım yok. Open Subtitles لا أريد رجلاً ليقف و يشاهد الصراع و أنا أتمرغ في الوحل
    Kablumabağamı bu çamurun içine gömmemeliydim. Open Subtitles لما استطعت دفن سلحفاتي في بِركة الوحل هذه.
    Beş bin askerim orada buz gibi çamurun içinde. Open Subtitles خمسة آلاف من رجالى هناك فى الوحل والجليد
    Bu çamurun altında sonsuza kadar kalmak istemedi. Open Subtitles لم ترد البقاء تحت هذا الوحل دون أن يعرف أحد عنها
    Bu kızıl çeltik kargaları besleyici çamurun içinde zengin besin kaynağı bulabilen hayvanlar arasındadır. Open Subtitles هذه آباء المنجلِ القرمزي المبهر بين الحيواناتِ التي تَجِدُ تجهيز غني مِنْ الغذاءِ في الطينِ المغذّيِ.
    Bir saniye sonra, bir adam, çamurun içine düşer suratı tanınmayacak haldedir ve kekeliyordur. Open Subtitles بعد لحظات ، رجل منفعل للغاية ممتلئ بالطين ، وجهه ينزف بالدماء بحيث يصعب التعرف عليها ، يدخل بتعثر
    çamurun etrafında yürüyen, kraliyet mensubu zerafetle yürümeyi, nasıl başarıyordu? Open Subtitles كيف لها وقد تمرّغت بالوحل.. أن تتهادى بكل ذلك البهاء؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus