Qular ve komşuları suların çekilmesiyle çamurun içine bulanmış tüp çukurlarını arıyorlar. | Open Subtitles | وقد قوص وجيرانها البحث عن الاصداف في المد والجزر المنخفضه في الطين |
Parça beyaz bir tişörtle son buluyordu. Bir çubukla çamurun içine saplanmıştı. | Open Subtitles | منتهياً بي المطاف بالعثور على قميص أبيض مطمور في الطين بواسطة عصى. |
Baldrick, sen çamurun içine uzan ve rahibeyi canlandır. | Open Subtitles | بولدريك, ستستلقي في الطين وستكون انت الراهبة. |
Uzun süre iyi olan adamlar, çamurun içinde yuvarlanmak ister. | Open Subtitles | الرجال الذين ظلوا طويلا جيدون, يشتاقون الى التمرغ فى الوحل |
Onlar artık çamurun veya kar'ın hayalarına son vermesini bekliyorlardı. | Open Subtitles | ينتظر المرء منهم أن يلتَقِمَه الوحل والجليد. |
Bilerek çamurun içine doğru sürüyor, oğlumun kanını silmek için. | Open Subtitles | تقود مباشرة نحو الوحل, بشكل مقصود لتغسل عن سيارتها دماء ولدي. |
Uzun zaman önce çamurun üstüne yağmur yağdı ve taşa dönüştü. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة، سقطت الأمطار على الطين وأصبح الصخر. |
Çamur hakkında birşey bilmek mi istiyorsun? Ben çamurun ne olduğunu biliyorum! | Open Subtitles | أتريدِ أن تعرفِ عن الطين أنا أعرف عن الطين |
Avlanan, gagalayan ya da çamurun içinde dolaşan her türlü çiftlik hayvanının önünde soyunmuşluğum var. | Open Subtitles | لقد سلبت أمام كلب مخلوق في الفناء يطارد أو ينقر في الطين |
Cesedini 9. bölgede çamurun içinde bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا هذا في الحي التاسع صامد في الطين |
Şaka bir yana, bu çamurun arasında oturup, suyun dibini boylamak için bekleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا الجلوس على كومة الطين بانتظار أن نكون تحت الماء |
Bu lastik izleri çamurun içinde. | Open Subtitles | أن آثار الإطارات هذه موجودة هنا على الطين |
Yüz yıllar önce, çamurun içinden cennetin hediyesini çıkardık. | Open Subtitles | قبل قرون كنا سُحِبنا منها من الطين بتلك الهدية من السماء |
İnsanlar sürünerek çamurun içinden çıktılar. | Open Subtitles | إنه كذلك منذ أن كان الأنسان يزحف خارج الوحل |
Belki de aradığımı burada çamurun içinde buldum. | Open Subtitles | ربما وجدت أخيرا هدفى .. وجدته هنا فى الوحل |
Ben çamurun içinde yuvarlanırken beni birilerinin seyretmesine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أريد رجلاً ليقف و يشاهد الصراع و أنا أتمرغ في الوحل |
Kablumabağamı bu çamurun içine gömmemeliydim. | Open Subtitles | لما استطعت دفن سلحفاتي في بِركة الوحل هذه. |
Beş bin askerim orada buz gibi çamurun içinde. | Open Subtitles | خمسة آلاف من رجالى هناك فى الوحل والجليد |
Bu çamurun altında sonsuza kadar kalmak istemedi. | Open Subtitles | لم ترد البقاء تحت هذا الوحل دون أن يعرف أحد عنها |
Bu kızıl çeltik kargaları besleyici çamurun içinde zengin besin kaynağı bulabilen hayvanlar arasındadır. | Open Subtitles | هذه آباء المنجلِ القرمزي المبهر بين الحيواناتِ التي تَجِدُ تجهيز غني مِنْ الغذاءِ في الطينِ المغذّيِ. |
Bir saniye sonra, bir adam, çamurun içine düşer suratı tanınmayacak haldedir ve kekeliyordur. | Open Subtitles | بعد لحظات ، رجل منفعل للغاية ممتلئ بالطين ، وجهه ينزف بالدماء بحيث يصعب التعرف عليها ، يدخل بتعثر |
çamurun etrafında yürüyen, kraliyet mensubu zerafetle yürümeyi, nasıl başarıyordu? | Open Subtitles | كيف لها وقد تمرّغت بالوحل.. أن تتهادى بكل ذلك البهاء؟ |