Kocam kendininkini yanına almıştı, benimki de çantamdaydı. | Open Subtitles | زوجي كان معه مفتاحه ومفتاحي كان في حقيبتي هنا |
Anahtarlarım diğer her şeyle birlikte çantamdaydı. | Open Subtitles | مفاتيح السيارة هي في حقيبتي مع كل شيء آخر. |
Benimki çantamdaydı, seninki de senin yanındaydı. | Open Subtitles | مفتاحي كان في حقيبتي ومفتاحك معك |
Beni aradınız.Telefonum çantamdaydı. | Open Subtitles | كنت ابحث عنك. ولكن هاتفي في حقيبتي. |
Adresin çantamdaydı. | Open Subtitles | عنوانك كان في حقيبتي |
çantamdaydı. | Open Subtitles | كان في في حقيبتي |
Telefonum çantamdaydı. | Open Subtitles | كان لي هاتفي في حقيبتي. |
- Briggs bu işin içine batmış durumda ve buna kafa yoruyorsan o kahrolası kayıt benim çantamdaydı. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} (بريغز) متورط في هذا الشأن، وإن فكرتِ بالأمر، كان ذلك الشريط في حقيبتي. |
Hayır, parti boyunca hep çantamdaydı. | Open Subtitles | لا، كان في حقيبتي طوال الوقت. |
Hayır. Erkek arkadaşım çantamdaydı. | Open Subtitles | لا، صديقي في حقيبتي |
Çünkü çantamdaydı. | Open Subtitles | لأنه كان في حقيبتي! |
çantamdaydı. | Open Subtitles | كان في حقيبتي. |