| "Çarşamba günü yapmadığım bir resim yüzünden başım derde girdi. | Open Subtitles | يوم الأربعاء حدثت لي متاعب بسبب رسم لم اقم به |
| Aferin size. Çarşamba günü yatak odanızdayken, birkaç şey fark ettim. | Open Subtitles | عندما كنت في غرفة نومك يوم الأربعاء , لاحظت بعض الأشياء |
| Ama yanlış günde gelmişti. Salı günü yerine Çarşamba günü gelmişti. | Open Subtitles | لكنها وصلت في اليوم الخطأ، في يوم الأربعاء بدلاً عن الثلاثاء |
| Çarşamba günü birkaç saat izin almamın mahsuru var mı? | Open Subtitles | هل هناك مانع إن أخذت بعض الساعات يوم الاربعاء ؟ |
| Çarşamba günü neden dövüşmek istemiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا خرجت من مباراة يوم الاربعاء يا جاك ؟ |
| Çarşamba günü içtiğimi nişanlıma söyleme. | Open Subtitles | لا تخبر خطيبتي بأنني أشرب في يوم الإربعاء |
| Çarşamba günü yine sana bırakabilir miyiz? Mike ve ben-- | Open Subtitles | هل بإمكانك أن تجالسوه مجددا يوم الأربعاء أنا ومايك سنقوم |
| Anladın mı? Rahip Hamilton Çarşamba günü okul salonunda toplantı verecek. | Open Subtitles | هاميلتون سيجري لقاء تأهيلي يوم الأربعاء . في صالة الرياضية المدرسية |
| Çarşamba günü için günlüğüne bir şey yazmışsın ama yazını okuyamadım. | Open Subtitles | يوجد شيئا ما في مفكرتك يوم الأربعاء ولا أستطيع قراءته |
| Çarşamba günü iki kere içeri alındı-- birincisinde hırsızlık, ikincisinde de otomobil hırsızlığı şüphesiyle. | Open Subtitles | يوم الأربعاء تم القبض عليه مرتين الآولى بسبب اشتباه فى سرقة منزل والثانية للإشتباه فى سرقة سيارة |
| Çarşamba günü lvor amcanız, dişlerine tel takacak. | Open Subtitles | في يوم الأربعاء لديها موعد أسنان مع عمك أيفور |
| "14 Nisan 1965 Çarşamba günü infaz edilecektir. | Open Subtitles | يتم تنفيذُها يوم الأربعاء 14 ابريل, 1965. |
| Çarşamba günü yemekli bir toplantımız var. | Open Subtitles | اسمعي، سيكون هناك مؤتمر عشاء يوم الأربعاء. |
| Ricky'ye söyle, Süpermen Çarşamba günü orada olacak. | Open Subtitles | أخبرى ريكى بأن سوبرمان سيتواجد يوم الأربعاء |
| Ricky'ye söyle, Süpermen Çarşamba günü orada olacak. | Open Subtitles | فنحن قريبين جدا أخبرى ريكى بأن سوبرمان سيتواجد يوم الأربعاء |
| Çarşamba günü evi terk etti. Elveda bile demedi ve geri de dönmedi. | Open Subtitles | خرجت من المنزل يوم الأربعاء دون أن تستأذن ولم تعد بعدها |
| Bu değerli aşçının Çarşamba günü gittiğini ve geri dönmediğini mi söylemiştiniz? | Open Subtitles | قلت انها اختفت يوم الأربعاء ولم تعد بعدها؟ |
| Dinle, Baş Müfettiş, ...Çarşamba günü, Simpson kılık değiştirip aşçıyı tuzağa düşürdü. | Open Subtitles | اسمع, سيدي المفتش يوم الاربعاء, قام "سيمبسون" بالتنكر و قام بخداع الطباخة |
| Çarşamba günü, karınızı öldürdükten hemen sonra buradaydınız. | Open Subtitles | لقد كنت هنا يوم الاربعاء بعد دقائق من قتل زوجتك |
| Çarşamba günü biyopsi yapıldı ve dün öğrendim. | Open Subtitles | متى؟ كان لي تحتاج فحص يوم الاربعاء واكتشفت أمس. |
| Geçen Çarşamba günü, bütün öğleyi neyle geçirdim, bil bakalım. | Open Subtitles | خمن بماذا قضيت بفعله يوم الإربعاء بعد الظهر |
| Çarşamba günü, saat 3:30 'da, oğlumun evde ne işi var? | Open Subtitles | إنّها الثالثة والنصف عصراً يوم أربعاء لمَ ابني سيكون في المنزل؟ |
| Çarşamba günü, her zamanki gibi işte miydiniz, Bay Simpson? | Open Subtitles | في هذا الأربعاء هل أتيت إلى العمل, كالمعتاد؟ |
| Elveda de, çünkü Çarşamba günü o şey tünelden geçip satılmak için gerçek dünyaya çıkacak tıpkı bir Romen bebek gibi. | Open Subtitles | قولي وداعاً لأنه عندما يأتي الأربعاء ستذهب تلك التراهات اسفل النفق وإلى العالم للبيع مثل طفل روماني |
| Böyle bir ayrıcalığa nasıl oldu da bu kadar çabuk kavuştun bilmem; ama bunu imzalayacak olursan Çarşamba günü görüş listesine girmiş olur. | Open Subtitles | لا أعرف كيف حصلتي علي إمتيازات بهذه السرعة ولكن إن أردتي الزيارة إذن وقعي هذه سيأتي بحلول الأربعاء |