Baylar,birkaç saat içinde,dünyaya çarpacak olan bir meteorla, büyük bir sel olacak. | Open Subtitles | السادة المحترمون. في ظرف ساعات نيزك سيصطدم بالأرض مسببا بفيضان عالمي. |
Düzeltilmesse roket güneşe çarpacak ve buharlaşacak. | Open Subtitles | إذا لم يتم تصحيح المسار سيصطدم الصاروخ بالشمس ويتبخر |
Tahminen Paris'e çarpacak. | Open Subtitles | أعتقد أن واحد منها سيصطدم "بالقرب من "باريس |
Ama er ya da geç çıkmak zorundasın... çünkü çarpacak... ve bunlar, donmuş saatlerin sinir sistemi... sayesinde bir anda erimesiyle gerçekleşecek... ve tüm bunlar gözeneklerden dışarıya akacak. | Open Subtitles | ولكن عاجلاً أم آجلاً, يجب أن تخرج لأنها ستصطدم ..و |
kalbini kontrol etmek için milyon kez denesen de o yine de çarpacak | Open Subtitles | حاول مليون مره أن تتحكم فى قلبك المجنون و لكنه سيستمر يخفق بشده |
Bastığın toprağı öpmek için çarpan yüreğim bundan sonra, o mübarek ayaklarınla basamadığın toprakları fethetmek için çarpacak, baba. | Open Subtitles | كان قلبى يتوق شوقا ليقبل الأرض التى كنت تمشى عليها والأن هو يتوق شوقا ليفتح البلدان والتى لن تستطيع أن تمشى عليا يا أبى |
Bu hızla çarpacak olursak karinaya büyük hasar veririz. | Open Subtitles | لو لامسناها بهذه السرعة ستدمر الجزء السفلي من السفينة |
Tanrı şahidim olsun ki, Bob, çok yakında o şeylerden biri seni çarpacak. | Open Subtitles | "الله شاهد على ما أقوله "بوب يوماً ما هذا الشيء سيصعقك |
Füze 20 saniye sonra çarpacak. | Open Subtitles | الصاروخ سيصطدم بنا خلال 20 ثانية |
Bize çarpacak | Open Subtitles | سيصطدم بنا سيطره على الصواريخ تقرير |
Kuyrukluyıldızın Dünya'ya çarpacak. | Open Subtitles | مذنبك سيصطدم بالأرض |
Birincisi evet, gökyüzünde bir kuyrukluyıldız var. Ve evet, Springfield'e çarpacak. | Open Subtitles | أولاً ، أجل يوجد مذنب بالسماء ، وأجل سيصطدم بـ(سبرنغفيلد) |
- Bu şey bize çarpacak mı? | Open Subtitles | هل سيصطدم هذا بنا ؟ |
Bize tren çarpacak. | Open Subtitles | سيصطدم بنا قطار |
Ripcord, Moskova füzesi 4 dakika sonra çarpacak. | Open Subtitles | "سيصطدم صاروخ "موسكو بعد 4 دقائق |
Sonunda da yüzeyine çarpacak. | Open Subtitles | في النهاية، سيصطدم به |
Gelip evlerine çarpacak sandım. | Open Subtitles | ظننا أنه سيصطدم بمنزلهم |
Yıldız Diske çarpacak. | Open Subtitles | -النجم سيصطدم بالقرص |
Araba sürüşe devam ederse, yoldan geçen bir grup insana çarpacak, fakat araç direksiyon kırabilir, görgü tanıklarından birine çarpar ve böylece daha çok yaya kurtulmuş olur. | TED | إن استمرت السيارة في التقدم، ستصطدم بمجموعة من الراجلين وهم يقطعون الطريق، لكن السيارة تنحرف، لتصطدم بشخص واقف، لتقتله وتنقذ الراجلين. |
kalbini kontrol etmek için milyon kez denesen de o yine de çarpacak | Open Subtitles | حاول مليون مره أن تتحكم فى قلبك المجنون و لكنه سيستمر يخفق بشده |