| Mevcut teori o ki, Çavuş Gleason Long'un aleyhine olan bazı deliller sunacaktı. | Open Subtitles | إذا, نظريتنا تقول أن الرقيب غليسون كان سيقدم الدليل ضد لونغ. |
| Şöyle ki kırmızı kısımlar Çavuş Gleason'ın vücudunda ve kıyafetlerinde iplik bulduğum kısımlar. | Open Subtitles | لذا.. اللون الأحمر يحدد الأماكن التي وجدت بها الألياف على ملابس وجثة الرقيب غليسون. |
| Demek ki Çavuş Gleason'ın Mitch'e getireceği delil kilime sarılı falan değildi. | Open Subtitles | طيب, إذن.. الدليل الذي كان سيجلبه الرقيب غليسون إلى ميتش لم يكن على السجادة أو ملفوفا بها. |
| Çavuş Gleason'ın arabasını bulduk. | Open Subtitles | حسنا, وجدنا سيارة الرقيب غليسون. |