Bir insanı çekecek kadar büyük herhangi bir şey yok, | Open Subtitles | لا يوجد شيء كبير بما فيه الكفاية لسحب أي شخص |
Dünya'ya meteor çekecek kadar güçlüydü. | Open Subtitles | قوي بما فيه الكفاية لسحب نيزك إلى الأرض. |
Tetik çekecek kadar büyük ama. | Open Subtitles | لكنه كبير بما فيه الكفاية لسحب زناد مسدس. |
Direk, uzaydaki metalleri çekecek kadar güçlü, dev bir mıknatısa dönüştü. | Open Subtitles | بما يكفي لجذب المعادن من الفضاء |
House'un ilgisini çekecek kadar tuhaftı. | Open Subtitles | (غريب بم يكفي لجذب انتباه (هاوس |
Sen ve senin o sakız çiğneyen baldırı çıplak takımının tek burada olma nedeni sizin o küstahça eşekliklerinizin Bill Sandford gibi müşterileri çekecek kadar ilgi uyandırması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لتواجكم هنا أنتِ وفريقكِ الصعاليك، هو خداعكِ المتغطرس الذي قد يسبب إزعاج ما يكفي لجذب عملاء مثل (بيل ساندفورد). |