Sen diziyi 25 yaşındayken bıraktın ve şimdi her şeyi yüksek çözünürlükte çekiyorlar. | Open Subtitles | انسحبت عندما كنت تبلغي 25 سنة وفي أيامنا هذه، يصورون كل شيء بالدقة العالية |
Kafayı yiyorum, tamam mı? Mahallemizde yine film çekiyorlar. | Open Subtitles | أنا بحالة من الإرتباك، إنهم يصورون فيلماً مجدداً بالحي، |
Birlikte melodram çekiyorlar. Melodram çekiyorlar. | Open Subtitles | انهم يصورون ميلودراما ، يصورون ميلودراما |
Bu kişiler dışarı çıkıp teleskop ile gökyüzünün resmini çekiyorlar, sonra resimden yıldızları ayıklarıp, galaksilere bakıyorlar, ve uzaklıklarını hesaplayıp resmi şekillendiriyorlar, | TED | يخرجون بتلسكوباتهم يوجهوها الى السماء, يلتقطون صورة، يتعرفون على النجوم ثم يمسحوها من الصورة، ينقبون عن المجرات وكم تبعد ويضيفونها الى الصورة. |
Bilmen gerekir diye düşündüm dün seni eken bağışçılar nehir kıyısındalar, resim çekiyorlar. | Open Subtitles | أعتقدت أنّك تريد أن تعرف هذين الإثنين الذي قابلتهم بالأمس إنهم هنا في الأسفل يلتقطون صور للواجهة البحرية |
Geliyorlar. Kendileri için gücü çekiyorlar. | Open Subtitles | هم قادمون وهم يسحبون الطاقة من أنفسهم |
Yemin ederim, bu pilotlar karavan parkını görüp, paraşütün ipini çekiyorlar. | Open Subtitles | أقسم أن هؤلاء الطيارين رأوا المقطورات و سحبوا المظلات |
İnanmıyorum. Turistler cesedin fotoğrafını çekiyorlar. | Open Subtitles | انا لا اصدق ذلك لدي سياح يصورون الجثة |
Başladığımızdan beri sürekli oradakileri çekiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصورون الراقصين هناك باستمرار |
Bilmiyorum, görünüşe göre bir şeyler çekiyorlar. | Open Subtitles | . لا أعرف . أعتقد أنهم يصورون شئ |
Şeyime kadar. Cücelerin filmini çekiyorlar. | Open Subtitles | يا إلهي ، هيا بنا ، إنهم يصورون أقزام |
Hiçbir yere gitmiyorum! Cüceleri çekiyorlar! | Open Subtitles | يا إلهي ، هيا بنا ، إنهم يصورون أقزام |
Yan sette "The Story of Wang Ying"i çekiyorlar. Seyretmeye gidelim. | Open Subtitles | إنهم يصورون فيلم "قصة وانج ينج" في الجوار لنذهب ونشاهدهم |
Bu durum çocuklarını etkiliyor. Girip çıkanların resmini çekiyorlar. | Open Subtitles | هذا يؤثر على ابنائهم المصورون يلتقطون صور الداخل والخارج |
Bunu geçirdiğiniz zaman resminizi çekiyorlar. Geri istiyorum. | Open Subtitles | إنهم يلتقطون صورةً عندما تجفف نفسك , أريد إستعادتها |
Telefonlarıyla güzel bir şey görünce resmini çekiyorlar ama resim öylece cihazda duruyor. | Open Subtitles | لديهم هواتفهم الآن ، آي شيء يعجبهم يلتقطون صورا له |
Evet ama o oyuncak düşündüğünden kısa sürüyor ve bitmeden önce fotoğrafını çekiyorlar, bu yüzden inmeden önce kıyafetlerini giymeyi sakın unutma. | Open Subtitles | نعم، لكن يجب أن تتذكر ان الرحلة أقصر مما تظن و أنهم يلتقطون صورتكما بالنهاية |
TARDIS'i toprağın altına çekiyorlar! | Open Subtitles | انهم يسحبون التارديس داخل الأرض |
Arabanı çekiyorlar Rizzoli. | Open Subtitles | انهم يسحبون سيارتكِ يا ريزولي. |
Eyaletin her yerinden ürünlerimizi çekiyorlar! | Open Subtitles | لقد سحبوا منتجاتنا في كل أنحاء البلد |
Vücudundaki bütün vampir büyüsünü çekiyorlar yani. | Open Subtitles | أيّ أنّهما بملء معنى الكلمة تمتصّان سحر مصّاصة الدماء من جسدك. |
Tabii, sadece ara sıra bizi ormanın içine çekiyorlar. | Open Subtitles | نعم، يجذبوننا فقط للغابة من الآن فصاعداً |
Bakın, Range Rover'ı çekiyorlar. | Open Subtitles | انظر ، إنهم يقطرون سيارة طراز (رينج روفر) |
- Kahramanlık oyunu çekiyorlar. | Open Subtitles | وهناك صبيين أيضا - ماذا؟ - |
Hayır, çekiyorlar. | Open Subtitles | لا تستهويكِ المعادلات التفاضلية؟ |