Şu anda açıyor olduğu çekmecenin içinde gayet tatlı bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | مهما كان الدرج الذى يدعبث فيه فالمهم ان يكون فيه شيئا جميلا |
Üst çekmecenin altına bantlanmıştı. Amcası gelinceye kadar burayı temizliyordum. | Open Subtitles | كانت ملصقة بأعلى الدرج, و كنت أفرغها قبل قدوم عمه |
Bu çekmecenin altında, onu aramadığın zaman bulamayacağın küçük bir delik var. | Open Subtitles | في الجزء الأسفل من الدرج هناك فتحة صغيرة لا تستطيع رؤيتها إلا إن نظرت بتمعن |
Bu plaka tesadüfen çekmecenin içinde yatıyordu. | Open Subtitles | هذا الطبق كان يكذب في هذا درج تماما عن طريق الصدفة. |
Sigarasının küllerini çekmecenin kenarına döktü. | Open Subtitles | وقد قام باطفاء سيجاره فى درج الكومودينو. |
Elini bir çekmecenin içine sokuyorlar sonra biri tekmeyle onu kapatıyor. | Open Subtitles | ... يضعون يدك في أحد الأدراج و من ثَم يغلق شخصاً ما الدرج |
Bunu çekmecenin dibinde buldum. McManus bırakmış olmalı. | Open Subtitles | وَجَدتُ هذا في قَعرِ الدُرج لا بُدَّ أنَ ماكمانوس قَد تَرَكَه |
Ve böylece Leydi Ludlow'un isteğiyle ofisime geldiniz, çekmecenin kilidini açtınız ve evrakları aldınız öyle mi? | Open Subtitles | و لإسعاد السيدة ليدلو أتيت لمكتبي و فتحت الدرج و أخذت الوثائق؟ |
Evet, çekmecenin içinde. Alarm bizi uyandırmasın diye geçen gece atmıştım. | Open Subtitles | نعم, إنها في الدرج, رميتها ليلة الأمس هناك , ولهذا لم يوقظنا المنبه. |
Eğer kibrit kutunu arıyorsan, o çekmecenin içindeymiş. | Open Subtitles | .. انه اذا كنت تبحث عن علبة الثقاب الخاصة بك ، ففي هذا الدرج. |
İster çekmecenin açıldığını tespit etmek için konulmuş bir saç teli olsun. | Open Subtitles | سواء كانت شعرة وضعت لإكتشاف أن أحدا ما فتح الدرج |
En üst çekmecesini aç, çekmecenin dibinde bir hap şişesi bulacaksın. | Open Subtitles | افتحي الدرج هنالك في مؤخرة الدرج علبة ادوية |
En üst çekmecesini aç, çekmecenin dibinde bir hap şişesi bulacaksın. | Open Subtitles | افتحي الدرج العلوي هنالك في مؤخرة الدرج علبة ادوية |
Şu çekmecenin açılması ise hiç kolay değil. | Open Subtitles | بينما ذلك الدرج هو المعنى المخالف لسهولة الوصول إليه |
çekmecenin arkasına düşmüş bir nakliye makbuzu. | Open Subtitles | بيان الشحن أن كان يشق في الجزء الخلفي من الدرج. |
Evde kürtaj düşünüyorsan bıçaklar çekmecenin gözünde. | Open Subtitles | السكين في الدرج ان كنتي تريدين القيام بالإجهاض في المنزل |
çekmecenin birinde en arkada, kâğıtların altındaki gizli bir zulada buldum. | Open Subtitles | في درج مكتب، مخبأ تحت بعض الأوراق مخزون سري |
İzinsiz girmiş gibiyim, çekmecenin yarısını alsam kendimi şanslı sayıyorum. | Open Subtitles | انا محظوظ لأنني أملك نصف درج شراريب هل تريد درجاً للشراريب؟ |
çekmecenin arkasına sakla. | Open Subtitles | هذا فعل قُصر - يجب أن تضعيها خلف الأدراج ، سوف |
Evet, orada çekmecenin içinde. | Open Subtitles | نعم ، فى الدُرج هُناك |
Rapor yazacağını söyledi ama çekmecenin dibinde bir yere atılacağını biliyordum. | Open Subtitles | قال سيصدر تقريراً ولكنني علمت بأنه سينتهي بدرج مكتبٍ ما |